Onur Gencer dün sabah 11.00 sıralarında İzmir'in Konak ilçesinde bir iş hanının 2'nci katındaki HDP İl Başkanlığı'na girmiş, etrafa ateş açmış ve Deniz Poyraz'ı öldürmüştü.

BBC Türkçe'de yer alan habere göre DHA HDP İzmir il binasına taksiyle giden Gencer'in elindeki çantada, bıçak ve bir miktar para olduğunun öğrenildiğini bildirdi.

DHA ayrıca Gencer'in saldırıyı, Amerikan yapımı olan Ruger marka 9 mm tabancayla gerçekleştirdiğini, şarjördeki 10 mermiyi de ateşlediğini aktardı.

Yine DHA'nın haberine göre, Gencer'in üzerinde veya çantasında başka ateşli silah yoktu. Gencer, emniyette verdiği ifadede, binada kaç kişi bulunursa bulunsun öldürme niyetiyle içeriye girdiğini söyledi. 

Gencer'in Instagram hesabında tüfekli ve poligonda ateş açarken çekildiği fotoğrafları bulunuyor. 

HDP Eş Başkanı Mithat Sancar: Bu planlı bir saldırı

Halk TV'ye konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Failin kendisi de 'Kimi görseydim öldürmek üzere gittim' diyor. Duvarlarda emniyetin işaretlediği mermi sayısı 35. Bunu tek şarjörle gerçekleştirmek mümkün değil. Yukarda silah sesleri gelirken polis yukarı çıkmıyor. Bütün bunlar olayın planlı bir saldırı olduğunu gösteriyor" dedi.

Mithat Sancar ayrıca, bir süredir il binalarının önünde protesto çadırı kurulduğunu, bunun gerginlik yarattığını ve yaptıkları başvurulara rağmen çadırın aldırılmadığını söyledi.

Onur Gencer'in bu çadıra gittiği yönünde bilgiler de aldıklarını söyleyen Sancar, "Katilin rastgele bir meczup, öfkeli bir şahıs olarak sunulması gerçeklerin üstünü örtmek için yapılan manevradır" dedi ve ekledi:

"Gözaltı süresi bir tweetten bile 4 gün sürebiliyorken, gözaltı sürelerinin uzun tutulması olayın arka planının aydınlatılması için olduğu söyleniyorken, katil birkaç saat emniyette tutulduktan sonra adliyeye sevk edildi.

"Olayın arkasında neler olduğunu yetecek herhangi bir araştırmaya yetecek bir sorgunun yapılmadığını da avukat arkadaşlarımızdan öğrendik.

"Türkiye'de bir kaos yaratılmak isteniyor ve bu da onun bir parçası. İktidar çok sıkıştı, iyice bir çöküş tablosu yarattı. Buradan çıkışın olağan yollarla gerçekleşmeyeceği gibi bir varsayımı ciddiye almak zorundayız. Böyle bir varsayım kaos planlarını da beraberinde getirir.

"Emniyet Teşkilatı'nın başındaki şahıs bu kadar şaibe altındayken böyle bir aydınlatma sürecinin yaşanabileceğini beklemek saflık olur. Görev Türkiye'de muhalefete düşüyor. Bütün muhalefet partilerinin başkanlar düzeyinde bir araya gelmeleri gerekiyor, bu çok ciddi kaos planına karşı birlikte değerlendirme yapmak lazım."