IMF küresel piyasalarda faizlerin düşmesini bekliyor
Küresel piyasalarda bir süredir faiz artışı yapan merkez bankaları rotayı değiştirmeye başladı. Bu çerçevede IMF’ye göre faiz oranları pandemi öncesi düşük seviyelere geri dönecek.
Uluslararası Para Fonu (IMF) son Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda, ABD ve diğer sanayileşmiş ülkelerdeki faiz oranlarının, enflasyonla mücadelenin sona ermesinin ardından, yaşlanan nüfus ve durgun verimlilik artışı nedeniyle pandemiden önceki aşırı düşük seviyelere geri döneceğini öngördü.
Kurum, doğal ya da nötr faiz oranı olarak tanımlanan, ekonomiyi ne büyüten ne de küçülten enflasyona göre düzeltilmiş kısa vadeli oranın ABD’de önümüzdeki on yıllarda rahatça %1’in altında seyredeceğini tahmin etti.
Geçen ay ABD’nin eski Hazine Bakanı Lawrence Summers önümüzdeki dönemde artan askeri harcamalar ve daha yeşil bir ekonomiye geçişi finanse etmek amacıyla borçlanma ihtiyacının yükseleceğini ve ABD’de reel nötr faiz oranın %1,5-%2 bandında olacağı tahmininde bulunmuştu.
Faizlerin hangi seviyelerde dengeleneceği, hisse senetleri fiyatından konut piyasalarına, para politikasından maliye politikasına çok geniş kapsamda etki yaratırken; yüksek faiz oranları hükümetler için borçlanma maliyetlerinin daha yüksek olması, hisselerin tahvillere göre daha az cazip olması anlamına geliyor.
IMF ise öngördüğü daha düşük faiz oranlarının, bazı ülkelerin yüksek kamu borçları ile başa çıkmasını kolaylaştırabileceği değerlendirmesini yaptı.
Sıkılaşmada son dalga mı?
IMF'nin değerlendirmesinden önce Bloomberg'in yaptığı analiz de sıkılaşma dalgasının sonunun geldiği yönündeki beklentilere işaret etmişti.
Bloomberg Economics’e göre küresel merkez bankalarının büyük bölümü ya faiz artışlarının sonuna yaklaşıyor ya da faiz artırım döngüsünü çoktan sonlandırdı ve önümüzdeki dönemde faiz indirimine hazırlanıyor.
Bloomberg Economics hesaplamasına göre küresel faiz tepe noktası yüzde 6 ile üçüncü çeyrekte görülecek, bu oran gelecek yılın sonunda ise yüzde 4,9’a düşecek.
Bloomberg Economics Başekonomisti Tom Orlik, “Yılın başından bu yana, merkez bankaları karşıt güçler tarafından hırpalanıyor. Çin’in daha hızlı yeniden açılması, Avrupa’nın krizden kaçması ve ABD’deki sıkı işgücü piyasası gibi başlıkların tümü, daha yüksek faiz oranlarını savunuyor. Silikon Valley Bank ve Credit Suisse’in çöküşü ise ters yönde bir etki yaratıyor. Şimdiye kadar, daha geniş bir bankacılık krizine dair sınırlı işaretlerle, günü kazanan sıkılaştırma yönündeki argümanlar oldu. Tepe faizler ufukta göründü, ancak henüz tam olarak orada değiliz” değerlendirmesini yaptı.