İran, kritik Londra konferansını iptal etti
İran'ın petrol sözleşmelerini açıklayacağı konferansı iptal etmesi seçimler öncesi ülkede artan siyasi rekabete işaret ediyor
İran uluslararası petrol şirketlerine yeni yatırım sözleşmelerini tanıtacağı Londra konferansını iptal ederek Tahran'da rakip siyasi gruplar arasındaki çekişmenin enerji sektörünü canlandırma çabalarının önüne geçtiğinin sinyalini verdi.
Tahran, 22-24 Şubat'ta yapılması planlanan konferansın iptaline gerekçe olarak İngiltere vizesi alınmasında yaşanan sorunları gösterdi.
İran, ekonomik yaptırımların kaldırılmasının ardından, petrol sektörünü ayağa kaldırmak için yurtdışından yüksek tutarda yatırıma ihtiyaç duyuyor.
Ancak yabancı petrol şirketlerinin yöneticileri bu ay sonunda genel seçimlerin yapılacağı İran'da reformistler ile katı muhafazakarlar arasındaki rekabetin gecikmelere neden olduğu görüşündeler.
İran'ın yaptırımlar öncesi günde 4 milyon varil olan petrol üretimini tekrar yakalama hedefini tutturması için yeni petrol ve doğalgaz çıkarma sözleşmeleri hayati önem taşıyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi İran'ın yaptırım öncesi üretimi yakalaması için ülke dışından 200 milyar dolar yatırım çekmesi gerekiyor.
İran'ın yürüttüğü nükleer program nedeniyle 2012 yılında başlatılan yaptırımlar ülkenin milyarlarca dolar gelirden mahrum kalmasına, ekonominin fakirleşmesine neden oldu.
Tahran yönetimi yaşları ilerleyen ancak hâlâ devasa rezervler barındıran enerji yataklarını geliştirilmesi için yabancı petrol şirketlerinin yatırım yapmasını istiyor.
Petrol ve doğalgaz projelerine yatırımların ise İranlı şirketlerle ortaklıklar kurularak yapılmasını istiyor.
Konferans yaptırımlar nedeniyle daha önce beş defa ertelenmişti. Ancak bu sefer sözleşmelerin ticari hükümlerinin petrol şirketleriyle paylaşılmasının ertelenmesine iç siyasi tartışmalar neden olmuş görünüyor.
Yabancı bir petrol şirketinden kıdemli bir yönetici, "Yeni kontratlar hakkında büyük bir iç çatışma var. İran şu ana kadar karşımıza nihai halini almış bir kontrat çıkaramadı. Nihai olarak onaylanmış hiçbir şey yok" dedi.
Üst düzey İranlı bir yetkili, Kasım ayında Reuters'a yaptığı açıklamada yaklaşık 52 projeyi kapsayan İran Petrol Sözleşmeleri'nin (İPS) petrol fiyatlarındaki oynaklık ve yatırım riskleri dikkate alınarak tasarlandığını belirtmişti.
Tahran'da Kasım ayında yapılan İPS'nin tanıtıldığı konferansa aralarında BP, Total, Eni ve Lukoil'in de yer aldığı 135 şirket katıldı.
Ancak sözleşmelerin dayandığı esasları öğrenmek için konferansa giden petrol şirketi yöneticileri sadece yatırıma açılan sahalar hakkındaki verilerle karşılaştı.
Tahran'da Kasım ayında yapılan konferansa katılan yabancı bir şirket yöneticisi, "Konferansın sadece yerel kitleleri memnun etmek için yapıldığı açıkça görülüyordu. Sözleşmelerin şu an bile onay almış olduğunu sanmıyorum" dedi.
KATI MUHAFAZAKARLAR
İran'ın pragmatik Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin muhafazakar rakipleri yeni sözleşmelere sert bir dille karşı çıkıyorlar.
Kontratların yabancıların İran'ın doğal kaynaklarına sahip olmasını engelleyen anayasaya maddelerine aykırı olduğunu savunan katı muhafazakarlar, ülkeye yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasını sağlayan nükleer anlaşmaya da karşı çıkmışlardı.
Eleştirilere cevap vermeye çalışan Petrol Bakanı Bijan Zangeneh yabancı enerji şirketlerine saha işletme yasağı çağrılarını "mantık dışı" olarak niteleyip reddederken, yeni sözleşme şablonunun ihanet olmadığını Shana haber ajansına yaptığı açıklamalarında dile getirdi.
Sektör kaynakları, katı muhafazakarların hangi İranlı şirketlerin yabancı şirketlerle ortaklık kuracağını belirleyecek sözleşmeler üzerinde daha fazla söz sahibi olmak istediğini belirtiyorlar.
İranlı bir işadamı, Zangeneh ve İran Ulusal Petrol Şirketi'nin (NIOC) karşılaşacağı zorlukların 26 Şubat'taki seçimlerin ardından artacağını tahmin ediyor.
İranlı işadamı, "Meclis seçimlerinin ardından hem NIOC hem de petrol bakanı için yabancı şirketler ile müzakere etmek daha da zorlaşabilir. Muhafazakarlardan çok baskı var. Muhafazakarlar petrol sektörünün karar alma mekanizmalarında geride kalmak istemiyorlar. Görüşmelerde söz sahibi olmak istiyorlar" dedi.
SİYASİ MUHALEFET
Ekonomik yaptırımların hafifletilmesi ve ekonominin içinde bulunduğu zor durumdan çıkarılması hem mecliste, hem de dini lider Ayetullah Ali Hameney üzerinde sembolik otoritesi olan uzmanlar şurasında Ruhani'nin destekçilerini güçlendirebilir.
Üst düzey İranlı bir yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, "Hükümet, özellikle de petrol bakanlığı seçimlerden önce sözleşmeleri nihai hale getirmek için ellerinden ne geliyorsa yaptı. Petrol piyasasında eski konumumuzu yeniden kazanmamız gerekiyor, bu nedenle İran'ın diğer petrol üreticilerinden daha iyi sözleşmeler sunması gerekiyor" dedi.
Diğer bir İranlı yetkili, Hameney ve onu destekleyen katı muhafazakarların kamuoyunda, hele de seçimlerden önce, Ruhani'nin daha fazla popülerlik kazanmasına izin vermeyeceğini ifade ederek:
"Sözleşmelerin hazırlanmasından sorumlu kurul işini tamamladı. Sözleşmelerde ufak değişiklikler yapılması ve nihai onayın verilmesi gerekiyor. Maalesef siyasi çekişme konuyu gölgeliyor" dedi.
Uzmanlar yaptırımların kaldırılması sonrası oluşan ekonomik rahatlamadan dolayı Ruhani'yi destekleyen siyasetçilerin seçimlerde avantajlı olacağını düşünüyorlar.
Siyasi analist Hamid Farahvashian, "Yabancı yatırımların gelmesi hakkındaki haberler İranlılara, seçmenlere umut aşılayacak ve seçmenler sandıkta ılımlı adayları ödüllendirecek. Katı muhafazakarlar bu nedenle ihtiyatlı davranıyor" dedi.
Farahvashian, Ruhani'nin geçen ayki İtalya ve Fransa seyahatinde açıkladığı milyarlarca dolarlık yatırım anlaşmasına yöneltilen eleştirileri hatırlatarak, "Aynısı petrol kontratları için de geçerli" dedi.
YORUM YAZ