Zengin - fakir ayırıyor mu?
Sağlık Bakanlığının Hayat Eve Sığar uygulamasında İstanbul'un harita üzerinde gösterilen vaka yoğunluğuna bakıldığında en çok vakanın Esenyurt, Küçükçekmece, Bağcılar ve çevresinde olduğu görülüyor. Bu ilçeler, nüfusun ve yapılaşmanın da en yoğun olduğu yerleşim yerleri.
Hasta olmak için virüsle karşılaşmanın yetmediğine, çok fazla virüse ve uzun süre maruz kalmanın gerektiğine dikkat çeken Eker Ömeroğlu, pandemiden etkilenen bölgelerin ekonomik yönden güçsüz ve kalabalık çevrelerde fazla olmasının doğal bir sonuç olduğunu söyledi.
Eker Ömeroğlu, "Buralardaki yaşam koşullarında daha kalabalık ev ortamları, daha küçük odalarda daha çok insanın yaşıyor olması, eve bir tane virüs getiren kişinin diğerlerini daha çok virüse maruz bırakması sonucunu doğuruyor" dedi. Eker Ömeroğlu, bu bölgelerde yaşanların iş yerlerinde de çoğu kez kalabalık ve uygun olmayan çalışma koşulları nedeniyle virüsle karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
Dünyada çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve iş insanı koronavirüse yakalandı. Türkiye'de de siyaset ve iş dünyasından virüse yakalananlar oldu. Bu nedenle çeşitli çevrelerde virüsün zengin-fakir, ünlü-ünsüz ayırt etmediği görüşü paylaşıldı.
"Aslında virüs fakir-zengin ayrımı yapmıyor demek çokta doğru değil" diyen İstanbul Tabip Odası üyesi Eker Ömeroğlu, "Fakir insanları daha çok etkiliyor diyebiliriz" ifadesini kullandı.
Benzer görüşleri paylaşan Doktor Bülent Ertuğrul da bu ve benzer sosyolojiye sahip yerlerdeki insanların gün içinde çalışmak zorunda olduklarına ve mecburen toplu taşıma araçlarını kullanmaları gerektiğine değindi.
İstanbul'da virüsün en yoğun olarak görüldüğü yerlerdeki insanların "evlerine ekmek götürebilmek amacıyla çalışmak zorunda" olduklarını söyleyen Bülent Ertuğrul, vatandaşları da tek başına suçlamamak gerektiğine vurgu yaptı.
Filyasyon çalışmaları yeterli mi?