İşte o zirvenin perde arkası
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu'nun dün gerçekleştirdiği ve AKP'de olağanüstü kongreyle sonuçlanan görüşmenin perde arkasında neler yaşandı
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, AKP'de yetkilerinin tırpanlanmasının ardından istifası konuşulan Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Beştepe'de 1 saat 40 dakika süren görüşmesinde neler konuşulduğunu yazdı. Çevilkcan, olağanüstü kongre kararının alındığı görüşmede, Davutoğlu'nun uhdesinde bulunan görevleri, Genel Başkanlığı, Başbakanlığı yapma ve anlama biçimi üzerine düşünceleri Cumhurbaşkanı ile paylaştığını söyledi. "Başbakan’ın ülkenin temel meselelerinde siyaset yapma ve karar verme tarzı konusundaki yaklaşımını ve kimi yanlış anlamalara ilişkin görüşlerini de aktardığını belirten Çevikcan, Cumhurbaşkanı’nın Davutoğlu’nu dinlediği ve sonunda 'Doğru olanı; kongreyi toplayın, devredin' dediğini aktardı.
AKP kongresinin mayıs sonu veya haziran başında olağanüstü toplanması kararlaştırıldı. 27 Ağustos 2014'te yapılan AKP'nin 1. Olağanüstü Kongre'sinde Erdoğan'ın isteğiyle genel başkan seçilen ve başbakanlığa atanan Davutoğlu, yine Erdoğan'ın isteğiyle yaklaşık üç hafta içinde toplanması planlanan 2. Olağanüstü Kongre'de aday olmayarak genel başkanlık ve Başbakanlık görevlerini bırakacak. Davutoğlu, bugün sabah AKP Merkez Yürütme Kurulu'nu topladıktan sonra düzenleyeceği basın toplantısında olağanüstü kongre kararını açıklayacak.
Çevikcan'ın Milliyet'te “Doğru olanı, kongreyi toplayın” başlığıyla yayımlanan (5 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
29 Nisan’daki AK Parti MKYK’sından çıkan; il ve ilçe başkanlarını atama yetkisini Genel Başkan’ın elinden alan karar işaret fişeğiydi.
Bu kararı izleyen günlerde yayılan Pelikan dosyası, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bunlara karşı önceki gün AK Parti Grup Toplantısı’nda yaptığı, sert ifadeler ve köşeli imalar içeren konuşmaAnkara’yı dün akşam Beştepe’de yapılan tarihi görüşmeye taşıdı.
Adım adım gidelim...
“Tabi öyle olacak”
29 Nisan sabahı Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki telefon görüşmesinde, söz konusu MKYK kararına ilişkin imza listesi konusu görüşülürken Başbakan Davutoğlu, Erdoğan’a, imza toplama girişiminin Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde yapıldığı yolunda bir cümle sarf edince, “Tabi öyle olacak, ben onların lideriyim” yanıtıyla karşılaşıyor.
Aslında bu yanıt dünkü görüşmeye kadar yaşanan sürecin can alıcı noktası.
Bu diyaloğu izleyen günlerde araya giren Pelikan dosyasının ardından Davutoğlu önceki günkü Meclis konuşmasını yapıyor. Olabildiğince mesaj yüklü konuşmasında makamları, mevkileri elinin tersiyle itebileceğini söylüyor, ilkeli olmanın altını çiziyor.
Bu cümleler de Başbakan’ın bugün yapacağı basın toplantısında açıklaması beklenen neden aday olmayacağının izahı.
Erdoğan’ın görüştüğü üç isim
29 Nisan sabahından bu yana ama özellikle önceki gün ve dün Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık karargahlarında yoğun bir trafik yaşanıyor.
Bu trafik arasında, Beştepe’deki dünkü görüşmenin bir gün öne alınmasının kararlaştırıldığı bir “Miraç Kandili tebrikleşmesi” de var.
Önceki akşam Cumhurbaşkanı’nı Kandil’i kutlamak için arıyor Başbakan. Kulislere yansıyan bilgilere göre olağanüstü olağan görüşmenin bir gün öne çekilmesine karar veriliyor.
Dünkü trafiğin içindeki isimlerden biri TBMM Başkanı İsmail Kahraman.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la görüşen isimlerden öne çıkan diğerleri Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bir araya geldiği üç isimle uzun süreli görüşmeler yapıyor.
Bu isimler; İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Davutoğlu sonrası AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık için yapılan tahminlerde adı ilk sıralarda yer alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım.
Bu isimler dikkat çekici.
Başbakan anlatıyor
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık cephesinde son bir haftada yaşanan baş döndürücü gelişmeler dünkü görüşmeyle sonuçlanıyor.
Her şeyden önce hem Cumhurbaşkanlığı hem de Başbakanlık’tan gelen bilgiler görüşmenin genel havasının gerilimli bir üsluptan uzak olduğu yolunda.
Zaten aksi beklenemez.
Dünkü buluşma Davutoğlu açısından sadece Cumhurbaşkanı ile değil kendisini siyasete ve Başbakanlığa taşıyan lideriyle yapılan bir görüşme.
Erdoğan açısından da kuşkusuz yıllar içinde oluşan yakınlık ve kaderdaşlık söz konusu.
Görüşmede Davutoğlu’nun; uhdesinde bulunan görevleri, Genel Başkanlığı, Başbakanlığı yapma ve anlama biçimi üzerine düşüncelerini Cumhurbaşkanı ile paylaştığını söyleyebiliriz.
Bu noktada Başbakan’ın ülkenin temel meselelerinde siyaset yapma ve karar verme tarzı konusundaki yaklaşımını ve kimi yanlış anlamalara ilişkin görüşlerini de aktardığı belirtiliyor.
Bu bağlamda çözüm sürecine yeniden dönülebileceği şeklinde anlaşılan ve Cumhurbaşkanı ile son dönem gerilim konularından biri olan meselenin de gündeme geldiği kaydediliyor.
Kafalarda bitmişti
Başbakan Davutoğlu, görüşmeye cebinde bir istifa metniyle gitmiyor.
Buna karşın, son AK Parti grup toplantısındaki konuşmayı yapmış olmanın rahatlığı içinde ve bir kararla Beştepe’ye gittiği vurgulanıyor.
Diğer yandan kaynaklar, “Cumhurbaşkanı açısından olay kafasında bitmişti” ifadesini kullanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Davutoğlu’na görevi devrettiği dönemden bu yana gelişen ve kriz alarmı veren bir çok kritik olayda ilişkinin test edildiğini düşündüğü belirtiliyor.
Hem parti yönetimine ilişkin ayrışma noktaları hem de Başkanlık konusundaki uyum ve kararlılık sorununun Cumhurbaşkanı açısından öncelikle dikkate alındığı kaydediliyor.
Cumhurbaşkanı’nın bir “birikimin” sonucunda karar vererek dünkü görüşmeyi yaptığı ifade ediliyor. Bu nedenle, görüşmede Davutoğlu’nu dinlediği ancak temel ayrışma noktalarında mesafe almasına izin vermediği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı’nın son sözü
1,5 saati aşan görüşmenin sonunda tek seçenek Cumhurbaşkanı tarafından dile getiriliyor.
Erdoğan, “Doğru olanı; kongreyi toplayın, devredin” diyor.
Dün görüşmenin ardından Ankara kulislerine, “ortak bir karar oluştuğu” bilgileri yansıyor.
“Davutoğlu’ndan sonra kim olur” sorusuna kulislerde dün gece itibariyle verilen yanıt da şöyle:
“Kamuoyunun ve AK Parti kadrolarının beklemediği bir isim olmaz. Kimlerin isminin konuşulduğu belli.”
Bu yanıt seçenekleri azaltıyor.
Davutoğlu’nun; uzlaşmayı önceleyen, çalışkan, iddialı, temiz ve güler yüzlü imzası AK Parti hanesinde derin bir çentik attı.
Ortada yeni bir takvim var.
Mayıs’ın son günlerinde AK Parti’de yeni bir sayfa açılıyor diyebiliriz.
Her zaman bir vizyon ve iddia sahibi olan Davutoğlu’nun bu sayfada kendisini nasıl konumlandıracağının işaretlerini bugün alacağız.
Ve Türkiye’yi sistem değişikliğine taşıma iddiasıyla ilerleyecek daha hızlı bir sürece tanık olacağız.
Bu süreçte değişmeyecek tek şey Erdoğan’ın liderliği ve siyasete yön verme gücü olacak.
YORUM YAZ