KGF destekli üç yeni kredi uygulaması başlatılıyor

KGF destekli üç yeni kredi uygulaması başlatılıyor

KGF destekli üç yeni kredi mekanizması daha devreye giriyor

A+A-

Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli üç yeni kredi mekanizması hayata geçiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Kocaeli İş Dünyası Buluşması’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Kocaeli İş Dünyası Buluşması'nda konuşan Elvan enflasyonla mücadele konusundaki kararlılıklarını vurgularken, mali disiplinden de taviz vermeyeceklerini ekledi. Elvan, finansman konusunda ise 3 yeni Kredi Garanti Fonu destekli mekanizmaya başlayacaklarını ifade etti.

Elvan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şunlar oldu:

2020 senesi mücadele dolu bir yıl oldu. Küresel ekonomi 2. Dünya Savaşı döneminin en derin daralmasını yaşadı. Tüm ülkeler krizin etkileriyle mücadele için genişleyici para ve mali politikalar uygulandı. Baz etkisinin de katkısıyla bu sene küresel büyümenin artması bekleniyor. Yeni varyantlar ise soru işaretleri oluşturuyor. Bu yüzden temkinli olunması gereken bir dönem yaşıyoruz.

Artan emtia fiyatları enflasyonu yukarı çekiyor. Bu artış girdi maliyetleri kanalıyla sanayicimizi doğrudan etkiliyor.

Küresel enflasyonun kalıcı olabileceği riskini göz ardı edemeyiz.

Dünyada borçlulukta yaşanan artış da riskleri artırıyor.

"2021 için yüzde 8 üzerinde büyüme bekliyoruz"

Türkiye’de ise sağlık alanında daha önce hayata geçirdiğimiz güçlü altyapılar sayesinde pandemi sürecini başarıyla yürüttük.Aşılamada ciddi mesafe kat ettik.

Türkiye ekonomisi salgın sürecinde üretim kapasitesini korudu ve büyümeye devam etti.

Sanayi üretimi, güçlü ihracatın da desteği ile çarpıcı bir şekilde artarak, büyümenin motoru haline gelmiş durumda.

Diğer sevindirici gelişme ise yatırımlardaki artış eğilimidir. Başta makine-teçhizat olmak üzere yatırımlar artıyor, üretim kapasitemizi güçlü bir şekilde destekliyor.

2021’in ikinci çeyreğinde; üretim, ihracat, hizmetler sektöründeki güçlü toparlanma ve baz etkisinin de katkısıyla yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme bekliyoruz.

Aşılanma oranının daha da artmasıyla, başta turizm olmak üzere hizmetler sektöründe kademeli canlanma eğilimi devam ediyor.

Öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor.Bu çerçevede, salgınla ilgili dışsal bir şok olmaması durumunda, 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz.

Büyümenin temel sürükleyicilerinin ise yatırımlar ve dış talep olması, sağlıklı ve dengeli bir büyüme patikasında ilerlediğimizi gösteriyor.

"Bu yıl milli gelirin yüzde 3'ü civarında bir cari açık bekliyoruz"

Bu yılın büyüme performansı açısından dikkat çekici bir diğer özelliği de, yüksek büyüme oranını düşük bir cari açıkla gerçekleştirecek olmamızdır.

İhracatta Temmuz ayı itibarıyla, ilk defa yıllık 200 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırdık.Dünya ihracatından aldığımız pay da artıyor. 

2021’de; güçlü ihracat performansımız, düşen altın ithalatı ve turizm gelirlerindeki artış sayesinde milli gelirin yüzde 3’ü civarında bir cari açık vermeyi bekliyoruz.

Cari açıktaki düşüş, dış finansman ve ülke risk primi baskısını azaltmada da kritik bir rol oynayacak.

"Büyüme sadece rakamlardan ibaret değil"

Büyüme dediğimiz olgu sadece rakamlardan ibaret değil.Yüksek büyümeyi gerçekleştirdiğimizde, görevimizi tamamlamış hissetmiyoruz.

Biz, istikrarlı, kapsayıcı ve istihdam oluşturan, çevreyi koruyan, yüksek verimliliği ve rekabetçiliği sağlayan ve hepsinden önemlisi de gelir dağılımı adaletini en iyi şekilde tesis eden bir büyümeyi sürekli kılmanın peşindeyiz.

"Temel önceliğimiz enflasyon eğiliminin terse çevrilmesi"

Dünyada olduğu gibi, uygulanan politikaların olumsuz yan etkileri de ortaya çıktı. Maalesef; kurlardaki oynaklık, enflasyon ve ülke risk primimiz artış gösterdi.

Bu olumsuz yan etkileri azaltmak amacıyla, 2020 son çeyreğinden başlayarak kararlı para ve maliye politikası adımları attık. Verimli ve nitelikli yatırım ortamı için düşük enflasyon, kur istikrarı, risk algısının azaltılması ve bekleyişlerin iyi yönetilmesi kritik önemdedir.

Bu nedenle önümüzdeki en temel önceliğimiz enflasyon eğiliminin bir an önce terse çevrilmesidir.Bu çerçevede; ihtiyatlı ve kararlı para ve maliye politikaları uygulamaya devam etmemiz gerekiyor.

Kur istikrarını sağladığımız ve bekleyişleri iyi yönettiğimiz ölçüde enflasyonu düşürme başarımız artacaktır.

Para politikasının etkinliğini güçlendirmek adına, maliye politikalarımızla da enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz.

Örneğin akaryakıtta eşel-mobil sistemi uygulaması kapsamında KDV ve ÖTV gelirimizden feragat ediyoruz. KDV, ÖTV ve stopaj indirimleri ile bir yandan salgından en fazla etkilenen sektörleri desteklerken, diğer yandan da enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz.

Bu çerçevede, kamu maliyesi tarafında yapılan indirim ve fiyat ayarlamaları sonucunda 103 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik.

Ayrıca son dönemde, iç talebin dengeli artışını destekleme amacıyla makro-ihtiyati tedbirleri de uygulamaya aldık ve bu tedbirlerin olumlu etkisini kısmen görmeye başladık.

Yılın son çeyreğinde enflasyon eğiliminin belirgin bir düşüş sürecine girmesini öngörüyoruz.

"Borçlanmada dikkatli bir yaklaşım izliyoruz"

Bütçe gelişmeleri yıl sonu hedefimizle uyumlu gidiyor. Temmuz ayında bütçe giderlerinde; emekli ikramiyeleri ile planlanmış faiz, yatırım ve cari nitelikli ödemelerden kaynaklı nisbi yükseliş gerçekleşti. Ancak bu durum; merkezi yönetim bütçe harcamalarında ve açığında toplam genişlemeyi değil dönemsel artışı gösteriyor.

Nitekim yılın ilk 7 ayında bütçe açığı, geçen yıla kıyasla yüzde 43,7 oranında azalıp 78 milyar lira olarak gerçekleşti.

Mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz.

Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3,5 olarak tutma hedefimize sadığız, bu konuda en ufak bir tereddüt bile yok.

Borçlanma konusunda da son derece dikkatli bir yaklaşım izliyoruz. Uyguladığımız borçlanma politikaları sayesinde, yurtiçinden Döviz cinsi borçlanmayı kademeli olarak düşürmeye başladık.

2021 yılında yurtiçinden yaptığımız döviz cinsi borçlanma, döviz cinsi ödemelerin yaklaşık yarısı kadar. Borç yönetiminde bir diğer amacımız, maliyetleri de dikkate alarak borçlanmanın vadesini mümkün olduğu kadar uzatmak. İzlediğimiz yaklaşım sayesinde yurtiçinde borçlanmanın vadesini 34 aydan 52 aya yükselttik.

Bu stratejiler sayesinde faiz yükünü azaltarak, bütçede alan oluşturmak ve bu alanı da ihtiyaç duyulan yerlerde kullanmak istiyoruz.

3 KGF mekanizması başlıyor

Uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamanın sizler için taşıdığı önemin farkındayız. Buradan hareketle KGF destekli üç yeni mekanizmayı başlatıyoruz.

İlk olarak; likidite sıkıntısı çeken küçük ölçekli firmalara, ilave istihdam ettikleri her bir kişi için KGF kefaletiyle krediye erişim imkânını, ikincisi; imalata dayalı ve ihracatı önceleyen yatırımlara KGF teminatı ile 5. ve 6. bölgelerde uzun vadeli kredi desteğini, üçüncüsü; ihracat potansiyeli yüksek olan KOBİ’lerin dış pazarlara açılmalarını teşvik etmek üzere Eximbank Kredi Destek Paketini devreye alıyoruz.