Kılıçdaroğlu: Enerjide en ciddi tehlike Akkuyu

Kılıçdaroğlu: Enerjide en ciddi tehlike Akkuyu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Enerjide önümüzdeki en ciddi tehlike; pahalı Akkuyu elektriği” dedi.

A+A-

Son günlerde sanayide yaşanan enerji kesintilerine dikkat çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DÜNYA Gazetesi yazıişleri ekibi ile bir araya geldiği toplantıda “Enerjide önümüzdeki en ciddi tehlike; pahalı Akkuyu elektriği” dedi. Handan Sema Ceylan'ın haberine göre Kılıçdaroğlu, Akkuyu’da üretilecek elektriğin kilovat saatinin KDV hariç alım garantili 12,35 (dolar) cent olduğunu anımsatarak, “Normalde dünya ortalaması bunun 3’te birine yakın. Akkuyu Nükleer Santrali devreye girdiği zaman sanayici üç katı pahalı elektrik kullanacak” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, ziyaret ettiği organize sanayi bölgelerinde durumu anlattığını ancak çok sayıda kişinin bu durumdan haberi olmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Üstelik teknoloji de almıyorsunuz. Meclis’te tartışılırken çok söyledik, hiç değilse teknolojisini alalım dedik. Pahalı olacaksa niye biz Akkuyu Nükleer Enerji Santralını kurduk. Dışardan daha ucuz elektrik alabiliriz aslında” diyerek, şunları söyledi: “Bu uluslararası bir anlaşma, diplomasinin konusu. Biz geldiğimiz zaman bunu anlaşmanın maliyetini, bir şekilde çözmek zorundayız. Tarım ürünü ihracatıyla mı, yoksa başka bir şekilde mi onu konuşmak lazım. Yoksa bu maliyetle bizim sanayicimizin uluslararası piyasalarda rekabet etme şansı olmaz. O yüzden bir an önce çevre dostu enerjiyi kendi ülkemizde üretmemiz lazım. Güneş, rüzgar… ”

Kılıçdaroğlu’na yapılan açıklamalarda “Nükleer enerjiyi 15 yıl pahalı 65 yıl ucuz diye düşünmek lazım” denildiğinin hatırlatılması üzerine “Ama bu ekonomi bilmemektir. Hangi gerekçeyle bu garanti verildi bilmiyoruz. Anlaşmalar yapılırken, devlet yönetiminde siz Dışişleri Bakanlığı’nı devre dışı bırakırsanız ve onların yapması gerekeni dar bir kadroyla kendiniz yapmaya kalkarsanız, olmaz. O kadar ciddi bir çürüme var ki. Devletin liyakatli büyükelçileri monşer diye aşağılandı” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu’ndan satır başları ise şöyle:

LİRALAŞMA, DOLAR BAZINDA GÜVENCELERİ ÇEVİRİRLERSE OLUR

Eğer gerçekten TL’yi ekonomide ana unsur haline getirmek istiyorlarsa, ilk yapacakları iş dolar bazında güvence verdikleri yol, köprü havalimanı gibi sözleşmeleri TL’ye çevirmeleri lazım. Çeviriyorlarsa anlarız ki; lirayı gerçekten de ekonominin en önemli aktörü haline getirecekler. Bunu açıkladıkları gün euroyla borçlanma yaptılar. Hangi lira?

KOMİTEYİ KURDULAR MB’Yİ DEVRE DIŞI BIRAKTILAR

Merkez Bankası (MB), sadece para basan bir konuma geldi. Hiçbir işlevi olmayan, dışardan alınan talimatları yerine getiren bir kurum. Adı MB olmakla beraber, sadece darphanede para basan, paranın ne kadar basılacağına da kendisi karar veremeyen bir konumda. MB'nin bağımsızlığı söz konusu değil. Türkiye’de başta Anayasa olmak üzere, zaten yasalar askıda. Yasa MB'nin bağımsızlığından söz eder. Fiyat istikrarından sorumlu olan kurum MB’dir. Ama işlevsiz hale getirmişler. MB’de bir sürü genel müdürlük var, başkanlık yardımcıları var, dünyayla ilişkiler var. Bütün bunların tamamı sıfırlanmış vaziyette. Hatta bana göre bir özel bankanın işlevi çok daha etkilidir. Fiyat İstikrar Komitesi'ni kurduğunuz anda zaten MB’yi sistemin dışına itmiş oluyorsunuz. Komitenin sekreterliğini kim yapacak, Hazine ve Maliye Bakanlığı. Bakanlık böyle bir toplantı yaptı mı? Bir kez yaptı. Ama burada alınan kararlar yayınlandı mı? Hayır. Toplandılar, dağıldılar. Sırf biz eleştirdik diye...

STRATEJİ PLANLAMA TEŞKİLATINI YENİDEN KURACAĞIZ

Yönetime geldiğimiz anda, çıkartacağımız bir numaralı kararname; Strateji Planlama Teşkilatını yeniden kurmak. İki; o kuruma en nitelikli insanları atamak. Bürokraside hala bu nitelikte insan var. Üçüncüsü; onlara şu talimatı vermek, “Bana Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm rakamlarını en geç 10 gün içinde getirin.” İhracatı, ithalatı, Hazine’si, geliri, gideri… Hangi fonda ne kadar para olduğu… Taahhütleri, yükümlülükleri… Fonlarda şu anda ne kadar para var bilmiyoruz. Bizim sorduğumuz, milletvekillerimizin sorduğu soru önergelerine bile yanıt verilmiyor. Dolayısıyla tüm verileri alıp, karar vereceğiz. Elde edilen tüm verileri de artılarıyla eksileriyle kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye’yi bu şekilde ayağa kaldıracağız. Ekonomik Sosyal Konseyi davet edeceğiz, bakanlarda orada olacaklar. Sorunları anlatacaklar, çözümleri üreteceğiz. Üretim, kaynak nereye harcanacak.

İlgili Haberler