Küresel piyasalar güvercin Fed'e karşın satıcılı seyretti
Analistler, Kovid-19 salgınında küresel bazda artmaya devam eden vaka sayılarının ekonomik toparlanmayı sekteye uğratabileceği korkusu ve enflasyonist baskıların artabileceği endişesinin risk iştahını azalttığını belirtti.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz kararı ve Başkan Jerome Powell'ın güvercin açıklamalarına karşın bu hafta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki delta varyantı ve ABD ile Çin arasında artan tansiyonla küresel piyasalarda satış ağırlıklı bir seyir izlenirken, gelecek hafta gözler başta ABD'de iş gücü piyasasına yönelik veriler olmak üzere yoğun veri gündemine ve İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararına çevrildi.
Fed hafta içindeki toplantısında faiz oranlarını ve varlık alım miktarlarını değiştirmezken, toplantı sonrası açıklama yapan Fed Başkanı Jerome Powell'ın güvercin tonu dikkati çekti.
Powell, faiz oranlarını artırmayı düşünmekten çok uzak olduklarını belirterek, varlık alım hızını ayarlamayı değerlendirdiklerini ve bunun zamanlaması hakkında herhangi bir karar vermediklerini, zamanlama konusunda iletişiminin güçlü bir şekilde yapılmaya devam edileceğini ifade etti.
Buna karşılık Kovid-19 salgınında delta varyantıyla artmaya devam eden vaka sayıları, ABD ile Çin arasındaki gerilim ve küresel bazda beklentilerin uzağında kalan makro ekonomik veri akışıyla küresel pay piyasalarında satış ağırlıklı bir seyir izlendi.
Analistler, Kovid-19 salgınında küresel bazda artmaya devam eden vaka sayılarının ekonomik toparlanmayı sekteye uğratabileceği korkusu ve enflasyonist baskıların artabileceği endişesinin risk iştahını azalttığını belirtti.
Haftaya açıklanacak iş gücü piyasası verilerinin para politikasının geleceği açısından önemini vurgulayan analistler, beklentilerin uzağında gerçekleşecek verilerin küresel piyasalarda oynaklığı artırabileceğini ifade etti.
Bu gelişmelerle, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi düşüş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşıyarak 5 baz puan azalışla yüzde 1,2280'e inerken, ABD'nin 2 yıllık tahvil faizindeki dalgalanma dikkati çekti. ABD'nin 2 yıllık tahvil faizi hafta içinde yüzde 0,1410'a kadar gerilemesinin ardından kayıplarını kısmen telafi etse de haftayı 1,8 baz puan düşüşle yüzde 0,1880'den tamamladı.
Dolar endeksi de 91,78 ile 28 Haziran haftasından bu yana en düşük seviyesini görmesinin ardından haftayı yüzde 0,8 azalışla 92,17 seviyesinden kapattı.
Altının ons fiyatı Fed'in faiz kararının ardından yükseliş eğilimine geçerek analistlerin teknik açıdan önemli direnç olarak nitelendirdikleri 1.830 seviyesine kadar yükselse de burada tutunamadı ve haftayı yüzde 0,7 artışla 1.814 dolardan tamamladı.
Petrolde arz tarafında devam sıkışıklık ve artan taleple Brent petrolün varil fiyatı yükseliş eğilimini üst üste ikinci haftaya taşıyarak, haftalık bazda yüzde 1,9 artışla 75 dolara çıktı.
ABD'li teknoloji devi Amazon'un kripto para piyasasına gireceğine yönelik söylentiler kripto para piyasasında yükselişe sebep olurken, Bitcoin 14 Haziran haftasından bu yana ilke kez 40.000 dolar seviyesinin üzerine çıktı.
New York borsası rekor seviyelerde tutunamadı
Fed'in faiz kararı öncesi tarihi yüksek seviyeleri test eden New York borsası, Powell'ın güvercin açıklamalarına karşın haftayı değer kaybıyla kapatırken, gelecek hafta ABD açıklanacak istihdam piyasasına ilişkin veriler yatırımcıların odağına yerleşti.
Fed, hafta içinde beklentiler dahilinde politika faizini yüzde 0-0,25 aralığında, varlık alımlarını da 120 milyar dolarda sabit tutarken, iki yeni repo operasyonu başlatılacağını bildirdi.
Powell, toplantı sonrası yaptığı açıklamalarda ekonomi üzerindeki risklerin devam ettiğini ve iş gücü piyasasında hala alınacak çok yol olduğunu kaydederek, "Varlık alımlarımızın hızındaki herhangi bir değişikliğin zamanlaması gelen verilere bağlı olacaktır." dedi.
Analistler, Powell'ın açıklamalarını "beklentilerden daha güvercin" olarak nitelendirirken, varlık alımlarının azaltılması yönündeki yönlendirmenin ötelenme ihtimalinin arttığını ifade etti.
Öte yandan, bu hafta açıklanacak istihdam piyasalarına yönelik verilerin Powell'ın açıklamalarından sonra öneminin daha da arttığını aktaran analistler, ABD'de iş gücüne katılımın halen Kovid-19 salgını öncesi seviyelerin çok uzağında olduğunu hatırlattı.
Analistler, Kovid-19 salgınıyla birlikte kaldırılan borçlanma tavanının ay sonunda yeniden uygulamaya alınacağını aktararak, söz konusu gelişmenin Fed'in repo işlemlerinde kabul edilen tekliflerin 1 trilyon doları aşarak rekor kırmasında önemli bir etken olduğunu aktardı.
Bu hafta ABD'de açıklanan verilere göre ise, ABD ekonomisi yüzde 6,5 büyüyerek beklentileri karşılayamazken, çekirdek kişisel tüketim harcamaları yüzde 6,1 arttı.
ABD'de dayanıklı mal siparişleri de yüzde 0,8 artsa da piyasa öngörülerinin ardında kaldı.
Söz konusu gelişmelerle New York borsasında üç endeks de tüm zamanların en yüksek seviyelerini test etse de bu seviyelerde tutunamadı ve haftayı değer kaybıyla tamamladı.
Buna göre, S&P 500 endeksi yüzde 0,37, Nasdaq endeksi yüzde 1,11 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,36 düştü.
2 Ağustos ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), ISM imalat sanayi PMI ve inşaat harcamaları, salı fabrika siparişleri ve dayanıklı mal siparişleri, çarşamba ADP istihdam raporu, hizmet sektörü ve bileşik PMI, perşembe dış ticaret dengesi ve cuma tarım dışı istihdam işsizlik oranı ve toptan stoklar takip edilecek.
Avrupa borsaları Almanya hariç sınırlı da olsa yükseldi
Fed'in güvercin tutumuna karşın küresel pay piyasalarındaki satıcılı seyir, Kovid-19 salgınında delta varyantının yayılması ve beklentilerin uzağında kalan bazı makro ekonomik veriler Avrupa borsalarında yükseliş eğilimini törpülerken, gelecek hafta İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararı ve bölge genelinde PMI verileri takip edilecek.
Analistler, BoE'nin faiz oranlarında ve varlık alımlarında değişikliğe gitmesinin beklenmediğini kaydederken, İngiltere'de kaldırılan Kovid-19 kısıtlamalarıyla birlikte hızlanan ekonomik toparlanmanın BoE'nin duruşunu şahinleştirebileceğini ve bankanın gelecek hafta yapılacak toplantıda faiz artırımına ilişkin ipucu verebileceğini ifade etti.
Avrupa'da yayılmaya devam eden delta varyantı ekonomik aktiviteye ilişkin endişeleri artırırken, açıklanan makro ekonomik verilerin çoğunlukla beklentileri uzağında olması pay piyasalarındaki yukarı yönlü hareketi törpüledi.
Bununla birlikte, artan vakaların küresel bazda hali hazırda yükselen girdi maliyetlerini daha da yukarı çekerek Avrupalı şirketlerin karlılığını düşürebileceği ve enflasyon riskinin genele yayılabileceği endişesi satış baskısında önemli rol oynadı.
Bu hafta açıklanan verilere göre ise Almanya'da TÜFE yıllık bazda yüzde 3,8 artışla beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşirken, söz konusu artış Aralık 1993'ten bu yana en hızlı yükseliş oldu.
Bununla birlikte, Alman ekonomisi ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 9,2, çeyreklik bazda ise yüzde 1,5, büyüse de öngörülerin uzağında kaldı.
Avro Bölgesi'nde büyüme ise yıllık yüzde 13,7, çeyreklik yüzde 2 artışla piyasa beklentilerini geride bıraktı.
Söz konusu gelişmelerle Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'nın 10 yıllık tahvil faizleri düşüş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşırken, avro/dolar paritesi 3 Mayıs haftasından bu yana en güçlü yükselişini kaydetti. Parite haftayı yüzde 0,8 değer kazancıyla 1,1868'den tamamladı.
Avrupa borsalarında bu gelişmelerle Almanya hariç sınırlı da olsa alış ağırlıklı bir seyir izlendi.
Haftalık bazda İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,07, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,67 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,95 değer kazanırken, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,80 geriledi.
Gelecek hafta; pazartesi bölge genelinde imalat sanayi PMI, salı Avro Bölgesi'nde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), çarşamba bölge genelinde hizmet sektörü ve bileşik PMI ile Avro Bölgesi'nde perakende satışlar, perşembe İngiltere'de BoE'nin faiz kararı ve Almanya'da fabrika siparişleri ve cuma Almanya'da sanayi üretimi verileri takip edilecek.
Asya borsaları çakıldı
Asya borsaları bu hafta karışık seyreden küresel pay piyasalarından negatif ayrışırken, Çin ile ABD arasında Hong Kong üzerinden devam eden gerilim söz konusu eğilimde baş rolü oynadı.
ABD ile Çin arasında Kovid-19'un çıkış noktası, siber güvenlik ve piyasalar üzerinden devam edegelen gerilim sonrası Çin'in bazı ABD'li kişilere yaptırım uygulama kararı alması ve Hong Kong borsasında kote Çinli teknoloji şirketleri üzerindeki baskı pay piyasalarında sert satış baskısını beraberinde getirdi.
Haftanın ilk iki işlem gününde Asya pay piyasalarında söz konusu haber akışıyla satıcılı bir seyir hakim olurken, Fed'in güvercin duruşuyla kayıplar kısmen geri alınsa da, Güney Kore hariç borsalar haftalık bazda yüzde 4'ün üzerinde düştü.
Öte yandan, Kovid-19 salgınında özellikle Japonya'da artan vaka sayısı satıcılı seyre katkıda bulunurken, ülkede bazı bölgelerde sıkı önlemler alınmaya devam ediyor.
Veri takviminin sakin olduğu haftada, Japonya'da işsizlik yüzde 2,9'a gerilerken, sanayi üretimi aylık yüzde 6,2 artışla beklentileri geride bıraktı.
Bu gelişmelerle Çin'de Şanghay bileşik endeksi haftalık bazda yüzde 4,31, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 4,63, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 4,98 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,6 değer kaybetti.
2 Ağustos ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi Çin'de imalat sanayi PMI, salı Japonya'da Tokyo TÜFE ve çarşamba Çin'de hizmet sektörü ve bileşik PMI verileri bulunuyor.
Borsa İstanbul pozitif ayrıştı
Yurt içinde bu haftanın gündeminde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Enflasyon Raporu ve Başkan Şahap Kavcıoğlu'nun açıklamaları bulunurken, gelecek hafta açıklanacak TÜFE yatırımcıların odağında bulunuyor.
Kavcıoğlu, Enflasyon Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında aşılamanın etkisiyle turizm gelirlerinde beklenen artış, güçlü ihracat ve ithalattaki ılımlı seyir nedeniyle yıl sonunda Türkiye'nin cari fazla vermesini beklediklerini ifade etti.
Sıkı para politikasının enflasyon üzerindeki etkilerinin görülmeye başladığını aktaran Kavcıoğlu, "Yeni swap anlaşması için görüştüğümüz ülkeler var. Yakında yeni anlaşmaları açıkladığımızda hepiniz duymuş olacaksınız." ifadelerini kullandı.
Enflasyon Raporu'nda ise 2021 sonu enflasyon beklentisi yüzde 12,2'den yüzde 14,1'e yükseltildi.
Küresel pay piyasalarındaki satış ağırlıklı seyre karşın Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi analistlerin önemli destek olarak dile getirdiği 1.350 seviyesinden aldığı destek ve TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun açıklamalarıyla dünya borsalarından pozitif ayrıştı.
Ülke genelinde Kovid-19 salgınına karşı aşılama hızla devam ederken, toplam yapılan aşı sayısı 73 milyona yaklaştı.
Hafta içinde açıklanan verilere göre kapasite kullanım oranı temmuzda yüzde 76,7'ye çıkarken, dış ticaret açığı 2,85 milyar dolara geriledi.
Bu gelişmelerle, BIST 100 endeksi haftayı yüzde 3,06 artışla 1.392,91 puandan tamamlarken analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.390 seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 1.420 puanın direnç, 1.377 ve 1.350 seviyelerinin ise destek olarak takip edileceğini söyledi.
Beş aylık yükseliş eğilimini sonlandıran Dolar/TL ise, aylık bazda yüzde 2,9, haftalık bazda ise yüzde 1,2 değer kaybıyla 8,4540'a geriledi.
Gelecek hafta yurt içinde pazartesi imalat sanayi PMI, salı TÜFE ve yurt içi ÜFE, çarşamba TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru, perşembe bankacılık sektörü net kar ve zarar durumu ve cuma TCMB piyasa katılımcıları anketi ile hazine nakit dengesi verileri takip edilecek. Hafta boyunca şirketlerin ikinci çeyrek bilançoları da yatırımcıların odağında bulunuyor.
AA Finans'ın beklenti anketlerine katılan ekonomistler, temmuz ayında TÜFE'nin yüzde 1,62 artmasını bekliyor.