Market kavgasının ardında BİM'e çökme isteği mi var
Market kaöglarının ardından bir süredir gazete reklamlarını kesen BİM'e "çökme operasyonu" mu var
AKP'nin zincir marketler ile kavgasından yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. diken.com..tr'den Altan Sancar'ın AKP kaynaklarına dayandırdığı habere göre, zincir market olayının ardında "el değiştirme" kavgası var.
Zincir marketlerin son yıllarda gazeteler yerine ağırlıklı olarak dijital medyada reklam yapmaya başlaması ve 2022'de gazete reklamlarını neredeyse sıfırlamaları dikkate alındığında Albayrak ailesi ile ilgili olarak haberde ileri sürülen iddialar oldukça çarpıcı.
diken.com.tr'de yer alan haber şöyle:
Eski ve mevcut AKP’li bazı isimler BİM’in hedef alındığı tartışmaya ilişkin endişeli olduklarını dile getiriyor. AKP’den ayrılan bir isim, BİM tartışmasında amacın ‘el değiştirme’ olduğunu savunuyor.
Bahçeli ve Erdoğan, yakın tarihteki açıklamalarıyla artan hayat pahalılığından ‘üç harfliler’ olarak adlandırdıkları zincir marketleri sorumlu tuttu. İki liderin kastettiği marketler A101, Şok ve BİM.
BİM yöneticisi ve Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç, Bahçeli’nin “Zincir marketlerin FETÖ’yle irtibatı araştırılması gerekmekte. Bu açgözlülere müsamaha gösterilmemeli” sözlerine “Üç harfliler diye bizleri farklı yere koymaya çalışanlara söyleyeceklerimiz var. Lütfen aynaya baksınlar, kendilerini göreceklerdir. Bunların hepsinde art niyet ve algı yönetimi vardır” diye yanıt vermişti.
Açıklamalara tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, ertesi gün Aykaç’ı tehdit etmişti: “Halkın ekmeğine uzattıkları haris ve tecavüzcü elleri kıracağız.”
Şok Marketler de Aykaç’ı dernek başkanlığından istifaya çağırmıştı. Ertesi gün MHP’nin hedef aldığı BİM CEO’su Galip Aykaç, Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) başkanlığından istifa etmişti.
AKP döneminde büyüdü
Bir dönem Erdoğan’la yakın olan Cüneyt Zapsu ve kardeşi Aziz Zapsu tarafından 1994’te kurulan BİM’in ortakları arasında en dikkat çeken isim Mustafa Latif Topbaş.
Topbaş, Erenköy Cemaati’yle olan kuvvetli bağlarıyla bilinen ve muhafazakâr kimlik taşıyan bir isim. Yolculuğuna az sayıda mağazayla başlayan BİM’in yükselişi ve sektörde en büyük paya sahip zincir haline gelmesiyse AKP dönemine denk geliyor.
Muhafazakar sermaye endişelenmeye mi başladı?
Bazı AKP’li vekillere göre bu dönemde büyüyen Aykaç ve BİM başta olmak üzere ‘muhafazakar sermaye’ şu günlerde hedef haline gelmekten korkuyor.
Tartışmaya ilişkin görüşünü sorduğumuz AKP’li bir vekil, ‘hayat pahalılığının sebepleri arasında zincir marketlerin olduğunun kabul edilmesi gerektiğini’ savunuyor. Vekil, bu durumun sorumluluğunun yalnızca BİM üzerinden tartışılmasınınsa doğru olmadığını düşünüyor.
Kendi iktidarları öncesinde muhafazakâr sermaye sahiplerinin ‘önünün kesildiğini’ savunan AKP’li, BİM üzerinden tartışma yürütülmesinin kendi ‘mahalleleri’ içinde ‘intikam alma’ olarak algılandığını söylüyor. AKP’li “Çok sayıda iş insanı beni arayarak, yaşanan tartışmanın BİM’e mal edilmesinin mahalle içinde huzursuzluk yarattığını iletti” diyor.
‘Başka adreslere gidebilirler’
Muhafazakâr sermaye sahiplerinin endişeli olduklarını savunan bir diğer AKP’li vekilse Türkiye’de farklı ‘mahallelerden’ çok sayıda zincir market olduğunu hatırlatarak: “Bazılarının sahipleri bizim mahalleden değil diye mi onlar gündem olmuyor. Bu soruyu ben değil, büyük küçük yatırımcı çevremiz soruyor” ifadelerini kullanıyor.
AKP’li bir milletvekili “Bu insanlar bugüne kadar bizimle yol yürüdü, bir iki eleştiri veya şikayetleri oldu diye onları gözden çıkarmak, başka adreslere gitmelerine yol açar” yorumunu yapıyor.
İddia: Tartışma reklam anlaşmasından başladı
AKP’li ismin ‘şikâyet’ olarak adlandırdığı durum akıllara BİM ortağı Topbaş’ın eski Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak’ı Erdoğan’a şikâyet ettiği iddiasını getiriyor. Öyle ki bu iddiaların ardından Albayrak ailesine ait A Haber ve Sabah’ta ‘fırsatçı’ olarak haberleştirilmiş ve konu mahkemeye taşınmıştı.
İddiaları sorduğumuz BİM yöneticileriyle de yakın ilişkileri olan ve AKP’de uzun süre aktif görevde bulunduktan sonra ayrılan bir başka isim de Albayrak ailesini işaret ediyor.
Ailenin ‘BİM’e kendi istedikleri fiyattan reklam anlaşması imzalatmak istediğini, ama BİM yöneticilerinin bu isteği kabul etmediğini’ söylüyor. Bunun üzerine yayın organları BİM aleyhine yayınlara başlıyor.
‘Biat ettirme’ hedefi
BİM’e kesilen para cezaları için ‘biat ettirme’ hedefi taşıdığını savunan kaynak, ‘medyanın da bu amaçla kullanıldığını’ söylüyor. BİM’e karşı açıklamaların hedefinin yalnızca yüksek enflasyonun sorumlusu olarak göstermek olmadığını, muhafazakâr sermaye gruplarına da ‘aba altından sopa gösterme’ hedefi olduğunu belirtiyor: “Topbaş ailesinin ‘büyüklerinin’ Berat Albayrak Hazine ve Maliye bakanı olunca Erdoğan’a giderek ekonominin bu şekilde iyiye gitmeyeceğini söylediği 2019’dan beri kulislerde konuşuluyor. Öyle ki bu iddianın üzerinden çok geçmeden BİM’e 1 milyar liralık ceza kesiliyor. BİM cezayı erken ödeyerek indirimden yararlansa da ceza şirketi olumsuz etkiliyor. Üstelik bir de reklam meselesi olunca taraflar birbirine adeta hasım oluyor. Neyse ki Erdoğan araya girince sular duruluyor.
Turkuvaz Medya sahiplerinin BİM’le meselesi var ve dikkat ederseniz en çok ‘yaygara koparan’ yayınlar da buradan geliyor. MHP lideri Bahçeli’nin marketlerle ilgili açıklamasından sonra Galip Aykaç’ın suçlamalara yönelik tonu sert bulunan açıklamasının sonucunda MHP de topa sert biçimde girmiş oldu. Oysa Bahçeli’nin açıklamasındaki FETÖ iması BİM için değildi. Fakat Aykaç’ın karşı açıklaması ve MHP’nin tepki göstermesi sonucunda yaşanan durumu da malum grup fırsata çevirmiş oldu. Açık biçimde ‘terbiye’ edip istediklerini almak istiyorlar.”
‘Bize bunu yapanlar BİM’e neden yapmasın’
Turkuvaz grubu için bir iddia dile getiren eski AKP’li ‘teyit ettiği’ bir bilgiyi paylaşıyor: “BİM’in el değiştirmesini istiyorlar. Ama bunu göze alabilirler mi emin değilim. Uygun şartları yakalayabilirlerse elbette yapmak isterler, fakat buna cesaret edilemez. Türkiye bütün olumsuz koşullara rağmen dünyaya açık piyasası olan bir hukuk devletidir. BİM, halka açık ve yabancı ortakları olan bir şirket. Burada bahsi geçen paralar da milyarlarca dolara ulaşıyor. Böyle bir hukuksuzluk Türkiye’de dengeleri alt üst eder, yer yerinden oynar. Türkiye’nin itibarını da yerle bir eder.”
AKP’den ayrılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın yeni partiler kurduklarını ve muhafazakâr sermaye açısından bu partilerin de ‘cazibeli’ olduğunu savunan isim, sermaye sahiplerine, “Sürüden ayrılan kurt kapar, başka partilere gidemezsiniz, süründürürüm” mesajı verildiğini düşünüyor. Eski AKP’li isim “Partiden ayrıldıktan sonra hakkımda açılan davalar oldu. Kapıma kadar polisler geldi, bize bunu yapanlar BİM’e neden yapmasın” diyor.