Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Birliği'ni (AB)  güçlendirmek için temel anlaşmalarda değişikliğe gidilebileceğini, reformların uygulanmasını sağlamak için Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ile hükümetler arasında bağlayıcı sözleşmeler imzalanabileceğini açıkladı.

Yeni hükümetin Avrupa politikası hakkında açıklamalarda bulunan Merkel, "AB'nin temel anlaşmalarında değişikliğe gitmenin ülkeler için kimi zamanlar zor olabildiğini biliyorum. Ancak daha fazla Avrupa isteyenler, yeni kurallara da hazır olmalı" dedi.

Avrupa Birliği'nde Almanya'nın çoğu zaman bazı gelişmeleri engelleyen ülke olarak görülmesinin eleştiren Merkel, "Bu doğru değil. Biz de 'eğer temel anlaşmalar artık yeterli gelmiyorsa bunları geliştirelim' diyenlerin yanındayız" diye konuştu.

Hristiyan Birlik partileri CDU/CSU ile Sosyal Demokrat Parti tarafından kurulan hükümetin dün yemin ederek göreve başlamasının ardından ilk kez Federal Meclis'e hitap eden Başbakan Merkel, konuşmasında güçlü bir Avrupa'ya inandığını vurguladı.  

Yeni yasama döneminde "büyük koalisyon" hükümeti için en önemli öncelikli konulardan birinin de Avrupa projesi olacağını belirten Merkel,  Almanya'nın Avrupa konusunda "sorumluluk sahibi olan ve entegrasyonu destekleyen" rolünü devam ettireceğini söyledi.

AB üyesi ülkelere reformlar konusunda daha fazla çaba göstermeleri çağrısında bulunan Başbakan Merkel,  "Reform vaatleri lafta kalmamalı, uygulanmalı" dedi.

- AB ile bağlayıcı sözleşmeler imzalanmalı 

Geçmişte verilen sözlerin tutulmaması, alınan kararların uygulanmaması nedeniyle AB'nin güven kaybı yaşadığını belirten Merkel,  gelecek dönemde AB Komisyonu ile üye ülke hükümetleri arasında bağlayıcı sözleşmeler imzalanması gerektiğini belirterek, "Bu tür bağlayıcı anlaşmaların imzalanması konusunu AB Konseyi ile görüşeceğiz" dedi.

Başbakan Merkel, üye ülke hükümetlerimin rekabet gücünü arttıracak reform tavsiyelerine uymamaları durumunda, bunun yapısal mali fonlardan yararlanma konusunda sonuçları olacağı uyarısında bulundu.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, önceki koalisyon hükümeti döneminde uyguladıkları Avrupa politikaları için pozitif bir bilanço çıkarırken, AB'de dayanışma ilkesi ve ülkelerin bireysel sorumlulukları arasında denge gözeten bu politikanın başarılı olduğunu savundu.

AB üyeleri İrlanda ve İspanya'nın borç krizine karşı aldıkları önlemlerde sonuç almaya başlamalarını da öven Merkel, "Avrupa istikrar ve büyüme yönünde ilerleme sağlamıştır" dedi. 

Başbakan Merkel, Avro Bölgesi'ndeki krizin tümüyle aşılabilmesi için ise krizin temel nedenini oluşturan bazı ülkelerdeki aşırı borçlar, rekabet gücündeki zayıflık, ekonomik dengesizlikler ve mali sektördeki sorunlara çözüm getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasında AB Komisyonu'nun Almanya’da büyük şirketlere yönelik elektrik teşvikleri hakkında açmayı planladığı soruşturmaya da değinen Merkel, bu konuda rekabete aykırı bir durum olmadığını, birçok Avrupa ülkesinde sanayi için elektriğin Almanya'dan daha ucuz olduğunu savundu.

"AB Komisyonu'na açıkça Almanya'nın güçlü bir sanayi ülkesi olmaya devam etmek istediğini anlatacağız. Rekabet edebilir şirketlere ihtiyacımız var" diyen Merkel, Berlin'in  bu konuda işbirliği yapacağını sözlerine ekledi. Başbakan Merkel, "Almanya'da istihdam imkanlarını tehlikeye atmak, Avrupa'yı daha güçlü yapmayacaktır" ifadesini kullandı.   

Ekonomi ağırlıklı konuşmasında Ukrayna'daki gelişmelere kısaca değinen Merkel, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in Avrupa Birliği ile "Ortaklık Anlaşması"nı imzalamamasına üzüntüyle karşıladığını ifade etti.

Yakın işbirliği teklifinin hala geçerli olduğunu kaydeden Merkel, ancak insan hakları konularında Ukrayna'ya bir istisna tanımanın söz konusu olamayacağını, Kiev'deki yönetimin temel hakları ve toplanma özgürlüğünü güvence altına alması gerektiğini vurguladı.