Merkez Bankası için kritik gün yarın
Merkez Bankası'nın yarın yapacağı Para Politikası Kurulu toplantısında sıkı para politikası duruşunu sürdürmesini ve faizlerde değişikliğe gitmemesini bekleniyor
Ekonomistler, özellikle 2017'nin ilk çeyreğinde baz etkisiyle yıllık enflasyonda geri çekilmenin devam edeceği öngörüsünde bulunurken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya'nın 30 Ocak'taki Enflasyon Raporu sunumunda vereceği mesajlara odaklanılması gerektiğini belirtti.
Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, dünya ekonomisindeki senkronize büyümenin risk iştahını canlı tuttuğunu, gelişmekte olan ülke kurlarının özellikle Asya'da değer kazanma eğiliminde olduğunu söyledi.
Mevcut konjonktürün yurt dışı kaynaklı kur geçirgenliği üzerinden enflasyonist baskı olasılığını azalttığını, yurt içinde ocak ayı ile birlikte yeni yıl fiyat ayarlamalarının gerçekleştirildiğini kaydeden Yılmaz, fiyat endekslerinde hem tüketici hem de üretici tarafında enflasyonun gerileme eğiliminde olduğunu bildirdi.
Yılmaz, TCMB'nin beklenti anketinde, 12 ay sonrasının enflasyon oranında yüzde 9,30'dan yüzde 9,24'e kısmi de olsa gevşeme kaydedildiğini, benzer şekilde çekirdek serideki baskının temel kaynağı olan hizmet enflasyonunun 2 aydır gerilediğini belirtti.
Bu yıl enflasyonun patika gereği ilk çeyrekte düştükten sonra ikinci ve üçüncü çeyreklerde yatay seyre gireceği tahmininde bulunan Yılmaz, Merkez Bankası'nın, dezenflasyon konjonktüründe reel getiriyi güçlendirmek için ekim ayında para politikasına "kararlı" ifadesini eklediğini söyledi.
Yılmaz, şunları kaydetti:
"Merkez Bankası'nın sözle yönlendirmesine sadık kalarak ocak ayında sıkı para politikası duruşunu sürdürmesini ve faiz parametrelerini sabit tutmasını bekliyoruz. Bu yılın ilk enflasyon raporunu 30 Ocak günü göreceğiz ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, piyasa ile doğrudan iletişim kuracak. Şu anda Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 7 oranında. Az önce bahsettiğimiz patikaya göre, yılın son çeyreğinde bir tur daha dezenflasyon görmemiz muhtemel. Bu yılın ilk ve son çeyrekleri dezenflasyonla geçebilir. Buna rağmen yıl sonunda enflasyonun yüzde 8,5 civarında şekilleneceğini öngörmekteyiz. Bu nedenle Merkez Bankası'nın yıl sonu tahminini yükselteceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası iletişiminde Enflasyon Raporu'na odaklanılması gerektiği görüşündeyiz."
"TCMB BEKLE-GÖR POLİTİKASI İZLEYECEK"
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da son günlerde TL'nin jeopolitik gelişmelerden kaynaklı değer kaybettiğini belirterek, "TCMB, bunun ülke risk primini kalıcı biçimde değiştirip değiştirmediğini görmeden bu tip gelişmelere tepki vermez." dedi.
Yıllık enflasyonun gelecek aylarda düşeceğini, bunun sonucunda TCMB'nin herhangi bir faiz değişikliğe gitmesini beklemediğini ifade eden Kanlı, son toplantıdaki faiz artırımının ardından TCMB'nin, gelecek dönemde bekle-gör politikası izleyeceğini kaydetti.
"FAİZ ARTIŞI BEKLEMİYORUM"
ÜNLÜ&Co Ekonomisti Esra Şimşek ise yılın ilk toplantısında TCMB'nin faiz artışına gitmesini beklemediklerini söyledi.
Şimşek, geçen yılın son toplantısında Merkez Bankası'nın geç likidite penceresi (GLP) faizinde 50 baz puan artışa gittiğini hatırlatarak, "Bu artış, beklentilerin altında kalmış da olsa kur olumlu tepki vererek dolar/TL, 3,85 seviyelerine dek çekilmişti. Kurun Ocak 2018 içinde daha da gerileyerek 3,80 seviyelerine gelmiş olması, TL üzerindeki baskının kısa vadede zayıfladığına işaret ediyor." diye konuştu.
Aralık enflasyonuyla beraber lehte baz etkileri ile gerileme eğilimine giren manşet enflasyonun da TCMB'nin elini rahatlattığını düşündüğünü ifade eden Şimşek, en son açıklanan TCMB beklenti anketinde de uzun zaman sonunda 12 ve 24 aylık enflasyon beklentilerinde bir gerileme görüldüğünü vurguladı.
Şimşek, TCMB'nin, ocak toplantısında faiz artırmamasını ancak ortalama fonlama maliyetini şu anki seviyelerinde (yüzde 12,75), yüksek tutarak toplantı açıklamasında "gerekirse ek sıkılaştırma yapılabileceğine" dair yönlendirmesini tekrarlamasını beklediklerini kaydetti.
"ÖLÇÜLÜ FAİZ ARTIŞI BEKLİYORUM"
Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı ve ekonomist Özlem Derici Şengül, hızlanan büyümeyle birlikte Türkiye'nin makrokonomik dengelerindeki kırılganlığın arttığını, buna jeopolitik risklerin de eklenmesiyle hem para politikası hem de maliye politikasında sıkı duruşun korunmamasının kur ve faizin kontrol altında tutulmasını engelleyeceğini, halihazırda zor olan enflasyonla mücadelenin daha da zorlaşacağını söyledi.
Şengül, orta vadeli görünümü baz alarak hareket eden TCMB'nin, fiyat istikrarıyla ilgili bu riskleri minimize etmek için sıkı duruşunu korumasını, bu ay ve marttaki toplantılarında da ölçülü faiz artışlarına devam edebileceğini bildirdi.
Enflasyonda en kötünün geride kaldığını belirten Şengül, "Ancak yine de hem önümüzdeki aylarda enflasyondaki gevşemenin manşet enflasyonu yüzde 10'un altına getirecek kadar kuvvetli olmasını beklemiyorum hem de TCMB, sıkı duruşunu korumazsa en kötünün geride kalmadığına dair de gerçekleşmeler görebiliriz. Bu yüzden TCMB'nin fiyat istikrarı önceliğini kısa vadede elden bırakmayacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
AA FİNANS PPK BEKLENTİ ANKETİ
AA Finans'ın Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik piyasa beklenti anketi, 21 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı. Buna göre, ekonomistlerden 3'ü GLP borç verme faiz oranında 50 baz puanlık artış beklerken, 18 ekonomist de bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi), borçlanma faiz oranı (faiz koridorunun alt bandı), marjinal fonlama oranı (faiz koridorunun üst bandı) ve GLP borç verme faiz oranında değişiklik öngörmüyor.
PPK'nın aralık ayı toplantısında, politika faizi yüzde 8'de, faiz koridorunun alt ve üst bandı sırasıyla yüzde 7,25 ve yüzde 9,25 düzeyinde sabit tutulurken, GLP borç verme faiz oranı ise yüzde 12,25'ten yüzde 12,75'e yükseltilmişti.
YORUM YAZ