Murat Çetinkaya tercihinin perde arkası
Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, bugünkü köşesinde Murat Çetinkaya'nın Merkez Bankası başkanlığına atanma süreci ve tercih nedenlerini yazdı
Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, bugünkü köşesinde Murat Çetinkaya'nın Merkez Bankası başkanlığına atanma süreci ve tercih nedenlerini yazdı
İşte Çevikcan'ın o yazısı:
Murat Çetinkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son imzayı atmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yeni başkanı oluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın politikası konusunda faiz odaklı ciddi rahatsızlığı herkesin malumuydu.
Erdoğan, bu konudaki eleştirel yaklaşımını zaman zaman sert ifadeler de kullanarak, sık sık dile getirdi.
Bu nedenle, görev süresi dolan Erdem Başçı’nın yerine kimin bu koltuğa oturacağı büyük merak konusuydu.
Doğrusu, Merkez Bankası’nın politikalarına dönük rahatsızlık yaratan sürecin uzun bir geçmişe sahip olmasının aksine, yeni Merkez Bankası Başkanı’nın atanmasına ilişkin prosedür aşaması sancısız ve kısa oldu.
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı görevinden aktif siyasete geçiş aşamasında Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan gerilim ya da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bazı kilit bürokratların atanması konusunda engellemeyle karşılaştığı yolundaki iddialar, kafalarda bazı tortular bırakmış olacak ki, “Acaba Merkez Bankası Başkanı’nın atanmasında bir sorun baş gösterir mi?” çengeli de Ankara kulislerinde kafalara takılmıştı.
Öğreniyoruz ki Murat Çetinkaya’nın başkanlık koltuğuna atanması süreci bu pek de iyi niyetli olmayan beklentilerin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor.
Aldığım bazı kulis bilgilerini paylaşmak istiyorum.
Her şeyden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun, Türk ekonomisinin adeta bir cambaz gibi ip üstünde uçurumun bir ucundan diğer ucuna geçmeye çalıştığı bir dönemde, Merkez Bankası gibi bir kurumun ve bu kurumun başına getirilecek kişi üzerinden yapılan tartışmanın kuruma zarar vereceği düşüncesiyle hareket ettiklerini söyleyebiliriz.
İlk görüşme Beştepe’de
Başkanlığa Erdem Başçı’nın ardından kimin getirileceği konusunda birkaç isim zaman içerisinde öne çıkmıştı.
Bunlardan biri halen Merkez Bankası Meclis üyeliği ve Kasım 2011’den bu yana Para Politikası Kurulu üyesi olarak görev yapan Ahmet Faruk Aysan’dı.
Bir ara Londra’da Barclay Capital’de üst düzey yöneticilik de yapan Murat Talayhan’ın ismi de “dışarıdan” bir aday olarak konuşulmuştu.
Bu üç isimden biri zaten bankanın Başkan Yardımcısı Çetinkaya’ydı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında Merkez Bankası Başkanlığı’na kimin getirileceği konusundaki kritik görüşmelerden ilki geçtiğimiz perşembe, Devlet Günü çerçevesinde gerçekleşti.
Başbakan Davutoğlu’nun bu görüşmede Murat Çetinkaya dahil olmak üzere zihnindeki birkaç ismi Cumhurbaşkanı ile konuştuğunu öğrendik.
Söz konusu görüşmede, Cumhurbaşkanı’nın ufuk açıcı bazı telkin ve tavsiyeleri de oldu. Geçtiğimiz perşembeden Vodafone Arena’nın açılışının yapıldığı geçtiğimiz pazar gününe kadar hem Beştepe’de hem de Başbakanlık Ofisi’nde ayrı ayrı değerlendirmeler yapıldı ve pazar gününe gelindi.
Cumhurbaşkanı, pazar günü İstanbul Ümraniye’deki programının ardından helikopterle Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’ne geldi. Başbakanlık Ofisi’nde çalışmalarını sürdüren Davutoğlu, Erdoğan’ı karşıladı. İki isim burada olgunlaşan düşüncelerini paylaştı.
Erdoğan ve Davutoğlu, Başbakanlık Ofisi’nden araçla Beşiktaş’ın yeni stadına da birlikte geldiler. Dolmabahçe’de başlayan görüşme, yolda ve Vodafone Arena’da devam etti.
Paslaşırken belliydi
Stadın zemininde Cumhurbaşkanı ve Başbakan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve bakanlarla paslaşırken, Merkez Bankası Başkanlığı’na getirilecek yeni ismin Çetinkaya olduğu da belirlenmişti. Ertesi gün Şanlıurfa’da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında ise atama kararnamesi imzaya açıldı. Böylece ekonominin en kritik kurumunun başkanı 5 gün gibi kısa bir sürede görüş birliği içerisinde belirlendi.
Çetinkaya’nın neden tercih edildiğine gelince.
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ile geçtiğimiz perşembe günü yaptığı görüşmede yeni başkanın “içeriden bir isim” olması gerektiği konusundaki görüşünü paylaşıyor. Bu görüşün Beştepe’de Merkez Bankası gibi bir kurumun kendi dinamikleriyle içinden bir başkan çıkartması yaklaşımı çerçevesinde olumlu bir karşılık bulduğu açık.
Çetinkaya, hem Beştepe hem de Başbakanlık tarafından Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevini bir süredir üstlenmesi nedeniyle liyakat açısından uygun, bankanın içini, işleyişini bilen ve bu nedenle adaptasyon sürecinin olumsuzluklarından etkilenmeyecek bir isim olarak görülüyor.
Çetinkaya’nın katılım bankacılığı konusundaki uzmanlığı da önemli bir artı değer.
Tabii buradaki ana meselelerin başında, bağımsız niteliği bulunan Merkez Bankası’nın faiz politikalarını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyonu ve bakış açısına daha yakın bir isim olması geliyor.
Bir başka deyişle, bu atama Başbakan’ın kafasındakiyle, Cumhurbaşkanı’nın, “evet” dediği ismin örtüşmesi sonucu gerçekleşmiş oldu.
Erdem Başçı’nın OECD nezdinde büyükelçi olarak atanmasının da Ankara kulislerinde “kendisi açısından olabilecek en iyi seçenek” şeklinde yorumlandığını da belirtelim.
Tabii önümüzde tamamlayıcı bir süreç daha var.
Para Politikası Kurulu’nun 4 üyesi 20 Nisan’dan itibaren başlayacak süreçte değişecek.
Bu, yeni başkanın beraber çalışacağı ekibin tamamlanması anlamına geliyor.
Süreçten uyumlu ve sağlam bir ekip çıkması, Çetinkaya’nın Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmasına ilişkin beklentinin selameti açısından kritik önemde.
Merkez Bankası’nın kendi içinden, kurumu bilen, Cumhurbaşkanı’nın yaklaşımını iyi analiz etmiş, Başbakan’ın da tercih ettiği bir isim olan Murat Çetinkaya, “yerli ve milli” bir profille işe başlıyor.
YORUM YAZ