'ÖTV matrahlarının güncellenmesi gerekli'
Otomotiv sektörü temsilcileri 2021'i değerlendirdi, 2022 beklentilerini açıkladı.
Türkiye'de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, sektörde "olağan dışı" bir yılın geride kalmak üzere olduğunu, bu yılki satışların 2020'nin bir miktar altında kalacağını ve salgındaki gelişmelerin, tedarik zincirindeki rahatlamanın, kur ve faizlerin seyrinin 2022'deki durumu belirleyecek etkenlerin başında geleceğini belirtti.
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Mersin, otomotiv sektöründe bu yıl yaşanan gelişmeler ve 2022 beklentilerine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, oldukça zorlu, inişli çıkışlı ve her ayına başka olayın damga vurduğu bir yılın geride bırakıldığını söyledi.
Mersin, üretim ve tedarikten kaynaklanan sorunlar, arz-talep dengesinin bozulması, kur hareketliliği ve faizlerin yıl sonu kapanışına etki eden faktörler olarak 2021 boyunca sektörün karşısına çıktığını kaydetti.
2021'in toplam satışlar açısından geçen yılın altında veya geçen yıla çok yakın seviyelerde kapanacağını düşündüklerini ifade eden Mersin, "Yıla başlarken 1 milyon adede doğru bir yürüyüşümüz vardı ancak kasım sonu itibarıyla pazar 675 bin civarında gerçekleşti. Geçen seneyi yakalamak ve geçmek için 100 bin adet daha satılması gerekiyor. Ancak tedarikte yaşanan sorunlar nedeniyle bu rakama ulaşmak zor görünüyor." dedi.
Mersin, artan fiyatlar nedeniyle satılan araçların yüzde 90-95'inin yüzde 80'lik ÖTV dilimine girdiğini, bu nedenle hızlı bir şekilde ÖTV matrahlarının güncellenmesi gerektiğini söyledi.
2022 yılı beklentilerini de paylaşan Mersin, "Bugünkü talebi düşündüğümüzde eğer arz sorunları düzelirse pazarın adet olarak önemli bir düşüş yaşamayacağını söyleyebiliriz. Ancak ülkemizdeki hızlı ve yukarı çok yönlü, değişken kur hareketleri nedeniyle maliyetler artmaya devam ederse bu artışlar fiyata yansıyacağından talepte bir daralma olması da kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, sektörün en önemli kaldıraç etkisi yaratan faktörü kredi faizleri ve kolay ulaşılabilmesi de bugünkü ortamda oldukça büyük bir yara almış durumda. Bu gözle değerlendirirsek bugünkü talebin önemli oranda azalması öngörülebilir." değerlendirmesinde bulundu.
"Maalesef talebin çok altında üretim gerçekleşti"
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt da salgının etkisiyle yaşanan ve halen devam eden çip krizinin, global çapta üretim yapan bütün sektörleri etkilediği gibi otomotivi de doğrudan etkilediğini ifade etti.
Üretimde kullanılan materyallerin tedarikinden kaynaklı bazı yedek parça gruplarındaki üretim ve bulunurluk sıkıntısı ile lojistik sektöründe yaşanan sıkıntıların da arz-talep dengesini büyük oranda etkilediğini belirten Bozkurt, "Tüm bunların sektörümüze yansımasıyla maalesef talebin çok altında üretim gerçekleşti ve global bir sorun olarak yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu durum, sadece Türkiye'de üretim yapan fabrikaların değil, dünyada üretim yapan tüm fabrikaların karşılaştığı ve tüm markalara yansıyan bir sorundu." diye konuştu.
"Pazar, geçtiğimiz yılın altında veya çok yakın bir seviyede yılı kapatabilir"
Türkiye otomotiv pazarının ÖTV matrah güncellemesinden sonra araç bulunurluğu sorununun olmaması halinde 1 milyon adetler civarında seyretmesinin olası bir durum olduğunu aktaran Bozkurt, "Çünkü yılbaşından itibaren yoğun talebe baktığımızda pazar 1 milyonu gösteriyordu ancak öngörü olarak bu rakamlar telaffuz edilemedi. Tüm bu olumsuz sayılabilecek şartlara rağmen pazar geçtiğimiz yılın altında veya çok yakın bir seviyede yılı kapatabilir." dedi.
Bozkurt, 2022 için ise üretimde bazı yedek parçaların tedarik edilememesi, çip krizi, lojistik hizmetlerinde aksamalar başta olmak üzere salgın döneminin getirdiği belirsizliklerin sürmesi durumunda pazar tahmininde bulunmanın yine zorlaştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Böylelikle sektörümüz temkinli bir yaklaşım içinde. Çip krizi aşılır ve ÖTV baremleri gerektiği zamanlarda gecikmeden güncellenirse 2022'deki satışların 2021 yılı ile aynı seviyelerde olacağını öngörüyorum. Bunun yanında kurlar, faiz seviyesi de çok belirleyici unsur olarak karşımıza çıkıyor. Kurun, enflasyonun ya da faiz oranlarının yüksekliğinden ziyade öngörülebilir olması da gerekiyor."
"Pazar tahminimizi geçen senenin biraz altında, 740 bin seviyelerinde tutuyoruz"
Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş ise 2021'in geçen yıl gibi salgın etkisinin hissedildiği bir döneme sahne olduğunu ifade ederek, yüksek döviz kurunun yanı sıra çip krizine bağlı olarak yaşanan araç bulunurluğu sorununun en önemli gündem maddelerinden olduğunu vurguladı.
Tüketicilerin çoğunun hem mobilite ihtiyacının hem de fiyatların daha da artacağına yönelik beklentisinin pazar trendini ağustos ayına kadar canlı tuttuğunu belirten Çağdaş, eylül, ekim ve kasım aylarında ise tüketici nezdinde talep olmasına rağmen çip krizine bağlı bulunabilirlik sorunundan ötürü pazarda ay bazında önemli düşüşler yaşandığını kaydetti.
Çağdaş, aralık ayında sektörün alışık olduğu yıl sonu trendinin bu yıl görülemeyeceğini belirterek, "Bu ay otomobil ve hafif ticari araç satışlarının toplam pazarda 60-70 bin adet arasında olmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda pazar tahminimizi geçen yılın biraz altında, 740 bin seviyelerinde tutuyoruz." dedi.
2020 yılı beklentilerini de paylaşan Çağdaş, şunları kaydetti:
"Önceleri kısa vadeli olacağını düşündüğümüz ve otomotiv sektörünün kapsamını öngörmekte zorlandığı çip krizinin, önümüzdeki kısa ve orta vadeyi de etkileyeceğini söyleyebiliriz. Birçok üretici, 2022 yılında da çip krizinin sektör gündeminin başında olmaya devam edeceğini ifade ediyor. Tedarik sorunu öngörülebilirlik anlamında işimizi zorlaştırsa da tüm iş ortaklarımız ile birlikte en iyi ve yeterli stok için mücadele ediyoruz. Öte yandan, döviz kurundaki volatilitenin seyrine göre bir taraftan temkinli, diğer taraftan iyimser duruşumuzu sürdürerek tüketicilerimizden gelen talepleri karşılamak için çalışmaya devam edeceğiz."
"Büyüyen piyasadan toplanacak vergi geliri artışına yönelik bir düzenleme daha yerinde olacak"
Berk Çağdaş, gelecek dönemde hem ülke genelinde yatırım, ihracat ve istihdam yoluyla sürdürülebilir bir büyümenin sağlanmasının hem de otomotiv sektöründe hacim artışı için özellikle döviz kurlarında görülen volatilitenin asgari seviyeye indirilerek bir istikrar ortamı oluşturulmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
Çağdaş, "Bu durum bir sonraki aşamada, tüketicinin daha makul taşıt finansman faizleriyle desteklenmesini de sağlayacaktır. Yeni yılda ÖTV matrah dilimlerinde yapılacak bir güncelleme, yükselen kurların getirdiği maliyet yükünün vergiyle birlikte tüketiciye yansımasının önüne geçecektir. Böylece sektör nefes alırken, yüzde 45 ve 50'lik ÖTV diliminde daha fazla modelin yer almasıyla tüketiciler için seçenekler artacak. Genel olarak birim araç başına artan vergi yerine, büyüyen piyasadan toplanacak vergi geliri artışına yönelik bir düzenlemenin daha yerinde olacağına inanıyoruz. Ayrıca, vergi sistemimiz, sürdürülebilirlik kriterleri açısından çevreye zararı daha az olan araçların vergi açısından da daha uygun olacağı bir yapıya dönüşmeli." ifadelerini kullandı.
"Çip krizinin 2022'nin en azından yılın ilk yarısında da devam edeceği öngörülüyor"
Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, bu yıl içinde üretimde önemli sıkıntılar yaşanmasına sebep olan çip krizinin, 2022'nin en azından yılın ilk yarısında da devam edeceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Berkel, "Tedarikte yaşanacak olası aksamalar, kurlardaki dalgalanmalar ve ekonominin stabilitesinin sağlanamaması, pazarın dengelerinde de zaman zaman değişkenlikler yaratabilir. Yıl içindeki bu değişkenlikler, pazarın da beklenen seviyelere ulaşamamasına neden olabilir. Ancak şartlar olumlu gerçekleştiğinde pazarın bu yılın altında kalmayacağını öngörebiliriz." dedi.
Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer de 2021'in sektör için oldukça "sıra dışı" bir yıl olarak hatırlanacağını ancak Honda Türkiye özelinde başarılı bir yıl olduğunu söyledi.
Kılıçer, salgın sebebiyle artan mobilite ihtiyacı ile başlayan talep hareketliliğinin, otomobilin yeniden bir yatırım aracı olarak görülmesi ile hız kazandığını ancak 2021'in; sektörde yaşanan çip krizi ve ham madde fiyatlarındaki yükselişler nedeniyle arzı giderek azalan, üretimi küresel çapta düşen, oynak kurlar ve ÖTV matrah sınırları nedeniyle fiyatlamada zorluklar yaşanan bir yıl olarak hatırlanacağını ifade etti.
Son bir ayda yaşanan gelişmeler de göz önüne alındığında geçen yılın toplam satış rakamlarının yakalanmasının olası görünmediğini belirten Kılıçer, "Ancak bu satışlarla bile Türkiye, geçen yılın aynı dönemine göre Avrupa ülkeleri otomotiv satışları sıralamasında 6'ncı olacak. Ekonomimizin lokomotifi olan otomotiv sektörü, pandemi etkisinin azalması ve alınacak doğru kararlarla hareketliliğini hızla geri kazanacaktır." dedi.
Bu kadar dalgalı bir yıl içinde hibrit ve elektrikli otomobil satışlarındaki artışların önemli olduğuna işaret eden Kılıçer, 2022 beklentilerini ise şöyle açıkladı:
"Otomotiv sektöründeki hacim artışı için öncelikle ekonomide istikrar ortamı ve öngörülebilirlik çok önemli. Tüketicilerin otomobile ulaşmasını artırmak için fiyat istikrarının sağlanması, taşıt kredisine erişim, faiz oranları ve ÖTV matrah düzenlenmesi gibi koşulların da iyileştirilmesi gerek. Elbette küresel çapta yaşanan pandeminin ve buna bağlı olarak gerçekleşen tedarik zincirindeki bozulmaların seyri de çok önemli bir etken. 2022 yılının en azından ilk yarısının yüksek enflasyonist bir ortamda yaşanacağını da unutmamak gerek. Tüm bu gerçeklerden hareketle önümüzdeki yıl için en iyi senaryo, sektörün bu yıl gerçekleşen üretim, ihracat ve satış rakamlarını yakalaması olacaktır."