Ziraat Yatırım'ın euro kuruna ilişkin değerlendirmeleri şöyle oldu: 

Aslında Euro, istikrarı ve öngörülebilirliği artıracak bir proje olarak ortaya çıktı ve yüzyılın başında uygulamaya kondu. Geldiğimiz noktada ise Euro şaşırtmacalarla dolu bir kur haline geldi.

Dün Türkiye'de güçlenen araba satışlarından bahsettik ("Radara Yakalandık", 13 Mayıs 2015). Aslında benzer durum geçtiğimiz yılın başında Euro Bölgesi'nde gerçekleşti. Euro 2013 yılı ortasındaki 1,30'lu seviyelerden ABD Doları karşısında 2014 yılının başında 1,40 değerine doğru değer kazandığında Para Birliği'ndeki tüketici güveni artmaktaydı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi bir gazete mülakatında konuyu açıklayana kadar gelişme muammaydı. Draghi, güçlenen Euro ve deflasyonist dinamiklerin tüketicilerin alım gücünü arttırdığını açıklamıştı. Araba satışları da Euro Bölgesi'nde canlanmıştı.

Bu sefer Euro'nun zayıflığı Türkiye'de yaşayan vatandaşların alım gücünü arttırmakta. Bunun sebebi henüz tam anlaşılamasa da bir şekilde vatandaşların alım gücünde artış söz konusu. Ya Dolar bazında tutulan Döviz Tevdiat Hesapları üzerinden ya da Ocak ayında alınan yeni yıl zamları (yüksek enflasyon nedeniyle ücret artışları da yüksek gerçekleşti) değer kaybeden Euro nedeniyle Euro Bölgesi'nden ithal edilen ürünlere yönelik Türkiye'deki tüketicileri avantajlı hale getirmişe benziyor. Başka türlü araba satışlarındaki güçlenmeyi açıklayabilmek mümkün görünmüyor. Bir şekilde iç talep toparlanmakta. İç talebin yan ektisi ise artan ithalat ve net ihracat üzerinden GSYİH büyümesine yük oluşturması.

Bu mantığı şu ana kadar Tüketici Güven Endeksi teyit etmedi. Tüketici Güven Endeksi bir yayılım endeksi. Bu nedenle hesaplama yöntemindeki mekanik bazı faktörler endeksi baskılıyor olabilir. Normalde araba satışları ve güven endeksi arasında güçlü bir ilişki söz konusu. Bununla birlikte tarihsel açıdan dönem dönem iki seri arasındaki ilişkinin koptuğu geçiş dönemleri de gözlenmekte. Bu nedenle önümüzdeki aylarda Tüketici Güven Endeksi'nin bir şekilde kendisini toparlaması beklenebilir. Çünkü araba satışları "katı" (hard) veri kabul edilir. Güven endeksleri ise "yumuşak" (soft)!