Süt sektörü ihracatın kısıtlanmasından yana kaygılı
Üreticisinden sanayici ve ihracatçısına kadar süt sektörü bu aralar hem maliyetlerdeki artışlardan tedirgin hem de ihracat kısıtlamalarından endişeli.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın tereyağı ihracatını yasaklama kararı almasının ardından süt tozu ve kremanın da aynı kapsama alınacağına yönelik senaryolar sektörde üreticisinden sanayicisine kadar huzursuzluk yarattı.
Bloomberg HT'nin haberne göre Türkiye'nin süt ürünlerinde önemli ihracatçıları arasında yer alan Rella Gıda'nın Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Teoman Durukan, süt ve süt mamüllerinde iç piyasa gücünün ve hacminin çok düşük bir kısmının ihracata yönlendirebildiğini ifade ederek, "Son yıllarda bu oranda ihracat yönünde pozitif ilerleme yaşarken engelleyici kararlar süreci en başa çevirecektir. Krema (tereyağı), lor ve peynir altı suyu sektörümüzün peynir ve süt maliyeti yaparken maliyetten düştüğü yan gelir kalemleridir. Tereyağı ihracata daha pahalıya satılırken engellenmesi iç pazarda hem diğer ürünlerin fiyatını artıracak (bir tek tereyağ fiyatı sabit kalacaktır) hem de kısa sürede ciddi bir stok birikmesine neden olacaktır" dedi.
Finans ve depolama maliyetlerinin bu denli yüksek olduğu bir dönemde bir sarmal oluşacağı ve tereyağı fiyatlarının yeniden artışa geçeceği uyarısında bulunan Durukan, "Günlük hatta saatlik üretimi yapılan bir hammadde ile yapılacak ürünlerin stok devir hızının çok hızlı olması gerekir. Üretilen sütün tüketilmesi ya da yurt dışına bir şekilde gönderilmesi gerekir. Aksi halde iç talep arzın çok gerisinde kalacak ve sanayici süt alımlarını ya azaltacak ya da süte ödediği fiyatı azaltmaya çalışacaktır" dedi.
Söz konusu durumun bir döngüsel hareketle tekrarlanacağı ve mevcut süt varlığında kayba yol açacağına dikkat çeken Teoman Durukan, "Esas olan ürünlerimizi iç piyasa değerlerinin üzerinde ihracata vererek iç piyasada fiyatlarında denge ve istikrar sağlamaktır. İhracat yasakları stok ve üretim problemi olmayan ürünlerde uygulanmamalı. Süt sektörünün ciddi arz fazlası vardır ve bu ancak ihracat ile dengelenebilir. Son beş yıldır sektörümüz ihracat temelli politikalarla kapasite artırmıştır. Bu kararlarla yılların çalışması zayi olacağı gibi kaybedilen yurtdışı pazarlara tekrar girmenin de bir maliyeti ve süreci olacaktır. Sütte yaşanacak kısır ve kârsız döngü anaç hayvan sayısının azalmasına, buzağı üretimine etki yaparken yeniden hayvan ithalatı gündem olmak zorunda kalacaktır. Sütü sektör paydaşlarina karlı hale getiremezsek kırmızı et problemini çözemeyiz" diye konuştu.
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru ise dünyanın en büyük süt tozu üreticisi konumundaki Yeni Zelanda’da kuraklık nedeniyle meraların yetersiz olması sonucu süt tozu piyasalarında büyük bir arz açığı meydana geldiğini hatırlatarak, krizin fırsata çevrilebileceği bir sürecin doğru yönetilmesi gerektiğini ifade etti.
Mutlu Doğru, "Özellikle bazı Avrupa ülkeleriyle Ortadoğu’da çok talep gören süt tozu fiyatları bu nedenle dünya genelinde artışa geçti. Ülkemizde ise ekonomik şartlar nedeniyle yerli alım gücünün azalması ve pandemi etkisiyle turist sayısının düşmesi, süt ve süt ürünleri tüketimini azalttığından süt fazlası oluşmaya başlamıştı. Ancak bu dönemde kurların da artışıyla yağsız süt tozu üretilerek ihraç etmek arz fazlasına çözüm oldu. Çıkan kremanın ise tereyağı yapılarak ihraç edilmesi sonucu paçal edilen fiyat sanayiciyi de memnun ederek, fabrikaların çalışmasına, istihdamın devamına ve ülkeye Döviz girişine neden olurken çiğ süt üreticisinin de pazarının devamlılığını sağlıyordu. Ancak artan tereyağı ihracatındaki rakamlar ve süt fazlasını düşünmeden yapılan hesaplamalar ile tereyağı ihracatı kısıtlandı. Halbuki üretim fazlamız ihraç ediliyordu. Şimdi de süt ve kremanın da ihracat kısıtlaması listesine alınması üretici ve sanayicimizi endişelendirmektedir" dedi.
Mutlu Doğru, "Yıllardır süt fazlası olduğu söylenen Türkiye'de ilk kez süt tozu ve tereyağı ihracatı imkanı doğmuşken ve bu durum iç piyasa şartlarını bozmadan gerçekleşirken, alınan bu karar hayvancılık sektörüne darbe vurabilir. İç piyasada fiyat artışı varsa bunun sebebi ihracatta değil üretim maliyetlerinde aranmalıdır. Üretim, ihracat ve istihdam hedefli ekonomi politikaları yapılırken fazla üretimi olan süt, tereyağı ve kremaya ihracat kısıtlaması koymak, genel ekonomik politikalarla çelişmektedir" diye konuştu.
Üretici olarak tereyağı, süt ve kremanın ihracat kısıtlama listesinden çıkarılmasını istediklerini kaydeden Mutlu Doğru, "Gıda fiyatlarındaki artış ihracat kısıtlanarak değil, üretim maliyeti düşürülerek önlenmelidir" dedi.
Teksüt Yönetim kurulu Başkanı Cevdet Arınık ise dünyada yem fiyatlarının ciddi şekilde arttığını ve Türkiye'nin de bundan olumsuz etkilendiğini hatırlatarak, "Bir taraftan çiğ süt fiyatlarının artması gerekiyor çünkü dünya çapında yem fiyatları yükselişte ve sonuçta dünya ile entegreyiz. Öte yandan, sütün en önemli getirilerinden birisi de krema ve tereyağıdır. Bu ürünler iyi para etmeli ki üretici de kazansın. Tereyağını ihraç etmemiz lazım çünkü bunun tamamını iç pazar tüketemez. Hem fazlamız var hem de iç talep zayıf... İhracatın kısıtlanması hayvancılığı sekteye uğratır. Ürünü satamazsak süt alımlarımız da azalır. Bu da fiyatları aşağı çeker ve zarar eden üreticiler de daha fazla anaç hayvanını kesime göndererek bu işten çıkmaya çalışır. Bu da ileride daha büyük bir maliyet olarak karşımıza çıkar" uyarısından bulundu.
Türkiye'nin ihracatta iyi bir pazar yakaladığını ifade eden Arınık, "4-5 yıl öncesine kadar Türkiye tereyağı ithal ediyordu. Şimdi ihracatçıyız. Sektörün istikrarı için ihracat şart. Ama aynı zamanda dış pazar da istikrar ister. İhracatı kesersek ya da sekteye uğratırsak zor kazandığımız bu pazarları çok kolay kaybedebiliriz. Sonrasında da pazara yeniden giremeyebiliriz. Girsek bile bize maliyeti çok yüksek olabilir ya da bazı şeylerden taviz vermek zorunda kalabiliriz" diye konuştu.
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin ise ihracata yönelik kısıtlama ve yasak kararlarının yanlış olduğunu söyledi.
Keskin, "Sektörde istikrar için ihracat devam etmeli. Tereyağına getirilen ihracat yasağını doğru bulmuyoruz. Bu tür kısıtlama ve yasaklardan sektör zarar görür. Tereyağından sonra şimdi de süt tozu ihracatına da benzer bir sınırlama getirileceği konuşuluyor. Eğer böyle bir karar alınırsa bu sadece sanayici ya da ihracatçının değil aynı zamanda üreticinin de aleyhine olacaktır. Üretici, çiğ süt fiyatlarından dolayı zor günlerden geçerken bir de ihracatta yasak ya da kısıtlama üretimde daha büyük bir zarar yaratır” dedi.
Türkiye'nin tarım ülkesi olduğunu ve ihracatın iç piyasa kadar dış pazarın da dengeleyici bir unsuru olduğuna dikkat çeken Keskin, "Kısıtlama ve yasaklarla bu iş olmaz. Bu tedbirler ters teper ve yarın birgün bu işi yapacak kimseyi bulamayız. Gıda enflasyonunun sebebi ihracat değildir. Enflasyonla mücadele etmek istiyorsak önce maliyetleri düşürmek ve üreticileri koruyarak üretimi sürdürmelerini sağlamamız lazım" diye konuştu.