Sütten sonra zamlar et fiyatlarını da vuracak
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, "Üretimi ayakta tutamazsak 2022'de et ve süt fiyatlarında çok daha fazla artış yaşanacak" dedi. Bayraktar ayrıca, süt hayvanlarının kesime gitmeye devam etmesi halinde fahiş kırmızı et fiyatlarının gündeme geleceği noktasında
Süt üreticisi son dönemde sürekli artan girdi maliyetleri karşısında zarar ederken, vatandaş ise süt ve süt ürünleri fiyatlarının marketlerde geldiği seviyelere isyan eder hale geldi.
Sözcü'nün haberine göre Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üç marketin sanal mağazalarından derledikleri verilere göre, 25 Kasım-16 Aralık 2021 aralığında beyaz peynirin yüzde 95, kaşar peynirin yüzde 62, günlük pastörize sütün yüzde 60, yoğurdun yüzde 81, tereyağının yüzde 117 ve uzun ömürlü UHT sütün ise yüzde 147 zamlandığını söyledi.
“Bu artışlara kim dur diyecek, üretici ve tüketicilerin zarar görmesine nasıl engel olacağız” diyen Bayraktar,
“Üretimi ayakta tutamazsak 2022’de et ve süt fiyatlarında çok daha fazla artış yaşanacak. İthalatın da daha pahalı olduğu düşünüldüğünde tüketicilerimizin et ve süt ürünlerine kolayca ulaşması mümkün olmayacak. Üretimi desteklemezsek zor günler yaşayacağız. Bu sektörde stokçuluk artacaktır” dedi.
Bayraktar, süt fiyatının nasıl belirlendiğini, fiyata karar veren mekanizmada yer alan aktörlerin kimler olduğunu, üreticiden tüketiciye süt ve süt ürünleri süreçlerini ve maliyetlerde yaşanan anormal yükselmeleri detaylı bir şekilde öğrenmeden süt konusunda analiz yapabilmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Ulusal Süt Konseyi (USK) çiftçiden alınan süte yüzde 47 zam yapmış, ancak bu artış uygulamaya geçmeden yem fiyatlarına ciddi zamlar gelince üreticinin sevinci üç gün sürmüştü.
Çiftçi tarafında girdi fiyatları artarken süt fiyatının sabit kaldığına dikkat çeken Bayraktar, “Çiğ süte yapılan ve bazı çevreler tarafından ‘fahiş' olarak nitelenen yüzde 47'lik zam, daha hayata bile geçmeden süt yemi fiyatlarına yüzde 24,4 zam yapıldı” dedi.
“Bilim insanlarımız, ‘bir çiğ süt üreticisi bir litre süt sattığında 1,5 kilo yem alabilmelidir’ diyor. Buna süt/yem paritesi (alım gücü) denir. Yani sürdürülebilir bir süt hayvancılığı için ideal parite 1,5'tir” diyen Bayraktar,
“Ancak üreticimiz, eline geçen net fiyatla 2021 Ocak’ta 1,12 kilo yem alabildi. Parite kasım ayında 0,82'lere kadar düştü. Böyle düşük bir parite, damızlık hayvan kesimlerini hızlandırdı. Bu nedenle USK toplanarak çiğ süt fiyatını brüt 3 lira 20 kuruştan, brüt 4 lira 70 kuruşa çıkardı.
Fakat hammaddede yüzde 60 dışa bağımlı olduğumuz ve dolara bağlı olarak sürekli artan yem fiyatları o kadar fazla yükseldi ki, Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi. Üreticinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı” diye konuştu.
Bayraktar, “Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalı, bu da 1,5 pariteyle sağlanmalıdır” talebinde bulundu.
Bu sağlanmazsa damızlık hayvanların kasaba gideceğine, tüketicilerin üretilemeyen süt nedeniyle çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri yiyeceklerine, ithal süttozu ile süt ürünlerini tüketmek zorunda kalacaklarına işaret eder Bayraktar, şöyle devam etti:
“Döviz kurunun sürekli yükseldiği düşünülecek olursa, ithal ürünlerin de ucuza alınamayacağı aşikardır. Sürecin bir diğer hazin tarafı ise; süt hayvanları kesilince, besilik hayvan da üretilemeyecek, bu durumda da tüketicinin gündemini fahiş kırmızı et fiyatları işgal edecektir.”