TÜİK patatesi nereden alıyor, açıklasın!
Banu Güven yazdı; Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) ısmarlama enflasyon verisi açıkladığı günün sabahında, sokakta istisnasız herkes hayat pahalılığını konuşuyordu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısından sokulmadığı TÜİK büyük şaibe altında.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısından sokulmadığı TÜİK büyük şaibe altında. Banu Güven TÜİK'in enflasyonu manipüle ettiği iddialarını, eski TÜİK başkanı, DEVA Partili Birol Aydemir ile konuşarak yazdı.
Banu Güven'in DW için kaleme aldığı makalesi şöyle;
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) ısmarlama enflasyon verisi açıkladığı günün sabahında, sokakta istisnasız herkes hayat pahalılığını konuşuyordu. Yanımdan geçen iki kadından biri, "Fiyatı her gün değişiyor ya" dedi. Yanındaki, "Ne yapacağız peki" diye sordu. Kim bilir neye çare arıyorlardı? Bir arkadaşımın kızı, sabah işe giderken metrobüste herkesin yol boyunca dolardaki artışı konuştuğunu anlattı. Toplu taşıma araçlarında ekonomi üzerine küçük çaplı, geniş katılımlı açık oturumlar düzenlenir oldu. Bir başka tanıdığım aynı patatesi aynı markette bir hafta arayla yüzde 50 zamla aldığını söyledi. Ben "Emin misin?" diye sorunca, o da inanamadı, kalktı markete patates fiyatını kontrol etmeye gitti, fotoğraf da çekip geldi. Sonuç: Patatesin fiyatı yüzde 50 değil, 3 Aralık itibariyle iki hafta içinde yüzde 60 artmıştı.
TÜİK'in "Top 20" listesi
Hemen TÜİK'in "Top 20" listesine baktım. Listenin başında patlıcan vardı. Patates listeye 12'nci sıradan girmişti, sadece yüzde 11, 81 artışla. "En yüksek artış gösteren seçilmiş maddeler" listesinin başındaki patlıcan bile Türkiye'nin en yaygın market zincirlerinden birinde satılan patatesten daha az artmıştı TÜİK'e göre. Kasım ayının zam şampiyonu patlıcanın fiyatı, TÜİK'in manavında sadece yüzde 24,81'lik bir artış göstermişti.
Hadi patlıcan yaz sebzesi, onu kışın almayalım. Patates gibi süper bir gıdadan da vazgeçtik diyelim. Halk listeye 7'nci sıradan giren buğday ununu ne yapacak? TÜİK'in bakkalında yüzde 13,48 fiyat artışıyla satılan undan da mı vazgeçsin? Beslenme alışkanlığına bağlayabileceğiniz, ama yoksullukla da alakalı olan bir gerçeğimiz var. Türkiye'de buğday ürünleri, ekmek, makarna en temel gıda maddelerinden biri. Bir tarım cenneti olabilecek Türkiye'nin son 18 yılda 59 milyon ton buğday ithal ettiğini, bu rakamın ihracatı geçtiğini, buğday ekim alanlarının 2000'den 2019'a gelindiğinde 9,4 milyon hektardan 6,8 milyon hektara düştüğünü de not edelim. Sonuç: Halk, hükümetin bir ara kapatmaya niyetlendiği Halk Ekmek büfelerinin önünde kuyruklar oluşturuyor.
Şimdi TÜİK bize açıklasın! Alışverişi nereden yapıyor? Hadi fiyat artışlarına dair veriler her ayın 25'ine kadar toplanıyor diyelim. Yine de halkın maruz kaldığı fiyat artışlarından TÜİK nasıl paçasını kurtarıyor? Burada safça bir dille sorduğum bu soruları, kurumun eski başkanlarından, bugün DEVA Partisi'nin Sektörel Politikalar Başkanı iktisatçı Birol Aydemir'e sordum.
Birol Aydemir, Eylül 2011'de başladığı TÜİK başkanlığı görevinden beş yıllık süresi dolmadan 10 ay kadar önce ayrılmıştı. "Benim dönemimde TÜİK bağımsızdı" diyen Aydemir, gidişat görerek bu kararı vermiş olacak ki, kurum o gittikten sonra beş başkan gördü. Bunların dördü vekaleten görevde tutuldu. Asaleten atanan son başkan Sait Erdal Dinçer ise, bağımsız olması gereken kurumda işlerin nasıl yürüdüğünü, TBMM'de Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu'nda ağzından kaçırmıştı. Dinçer, kadına yönelik şiddet ile ilgili doğru verilere, "eksikler veya ricalar veya protokoller sonucunda" ulaşılamadığını söylemişti.
Eski TÜİK Başkanı Aydemir, bu rica mekanizmasının nasıl çalıştığına ve TÜİK'in gerçek enflasyonun yarısından az rakamlara nasıl ulaştığına dair şöyle bir toparlama yaptı:
Veriler açıklanmadan hükümete bildirildi
- "TÜİK'e gelirlerin toplanması konusunda, tabi olduğu kanuna aykırı uygulamalar yaptırdılar. Damat Berat Albayrak'ın bakanlığı sırasında, toplanan enflasyon verilerinin sisteme girilmeden önce Albayrak'a gönderildiği konuşuluyordu. Oysa enflasyon verileri, her seferinde her ay herkese aynı anda açıklanmalıdır. Kim olursa olsun, bakan ya da Cumhurbaşkanı, kimse bu verileri halktan önce göremez, müdahale edemez. Benim dönemimde bu hep böyle oldu."
İnternette bulunan kampanya fiyatları veri kabul edildi
- Korkusuz'da Ahmet Takan yazmıştı. "TÜİK enflasyon verilerini internetten düşük fiyatlı ürünler seçerek oluşturuyor" diye. Bu iddiaya göre, "TÜİK'e Google'dan en düşük fiyatı bulun, neyse onu veri olarak girin" diyorlar. Oysa TÜİK olarak, hangi iş yerinde, hangi malların fiyatlarını toplayacağınızı belirlersiniz, o gruplar değişmez. Hep aynı işyerlerinde, hep aynı ürünün fiyatlarını toplarsınız. Yolun yarısında BİM ve Şok'tan fiyat toplamaya başladılar. Veri toplamaya gitmeden buralara telefon edip "Fiyatları indirin" dediler. Buna itiraz eden 10 bölge müdürü bir gecede değişti. Hadi diyelim bunlar iddia."Şüyuu vukuundan beterdir" diye bir söz vardır. Ben TÜİK başkanı olsam, bu iddiayı dile getiren herkesle basına açık toplantı yapardım. Görevdenken de zaten her yıl iki kez basın toplantısı yapardım.
"Kemal Kılıçdaroğlu'nu kapıda karşılardım"
- Bugün görevde olsam ve ana muhalefet liderini TÜİK'in kapısında karşılardım. Ona misafirperverlik gösterir, ağırlar, fikir alışverişi yapar, öyle uğurlardım. Bunlar böyle yapamaz, çünkü kendilerine güvenleri yok, çünkü yanlış yaptıklarını biliyorlar. Kendine güvenen, korkacak bir şeyi olmayan böyle yapar mı?
Talimatla gelip, talimatla gitmek
- Eskiden Bakanlar Kurulunca atanan TÜİK Başkanı, beş yıl görevde kalır ve ancak kendi istifa ederse görevden ayrılırdı. Bu da kurumun bağımsızlığını güvence altına alan bir düzenlemeydi. Şimdi görevden alınmanız bir talimata bakar. Vekalet de sıkıntılı bir durumdur. Vekaleten müdürlük yapan önünü göremez.
Sonuç: TÜİK Başkanı Dinçer daha önce kendilerine "ricalar geldiğini" söylemişti, siz onu dümdüz "talimat" olarak anlayın. Enflasyon ne durumda diye de gidip TÜİK verilerine bakmayın. İsterseniz kendiniz her alışverişinizi aynı yerden yapıp, aynı ürünün fiyatlarını kontrol ederek maruz kaldığınız enflasyonu hesaplayın, ister uluslararası standartlara uygun çalışan Enflasyon Araştırma Grubu ENAGrup'un, enflasyonu TÜİK'in verdiği yüzde 21,31'lik oranın iki katından fazla, yüzde 58,65 olarak açıkladığı sayfasına bakın. TÜİK'in üretici fiyatlarında saklayamadığı artışın tüketici fiyatlarına yansımamasının da imkânsız olduğunu unutmayın. O yansımayı yaşamayan, takip ettiği ürünler az zam gören TÜİK açıklasın! Patatesi nereden alıyor?