'Türkiye, parasal egemenliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya'
Türk Lirası, yeni haftaya da değer kaybıyla başladı. Dolar/TL kuru, haftanın ilk gününde 14,75 seviyesini aşarak rekor tazeledi.
Kurun yine hızla yükselmesinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son 13 günde dördüncü müdahalesi geldi.
Ancak bu müdahale, kurun yalnızca sınırlı bir şekilde geriye çekilmesine yol açtı.
BBC Türkçe'nin haberine göre Ekonomist Murat Gülkan, kurun bugünkü yükselişinin arkasında son birkaç gündür siyasilerden gelen mesajlar olduğunu söylüyor.
Bu açıklamalardan en belirleyici olanı, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'den geldi.
Nebati, Habertürk'ten gazeteci Sevilay Yılman'a faiz artırmama konusunda kesin kararlı olduklarını tekrar vurguladı.
Nebati, "Faiz artırmayacağız. Bu işi faiz artırmadan da yapabildiğimizi göreceksiniz. Sadece güven" dedi.
İstanbul merkezli sermaye danışmanlığı şirketi OMG Capital Advisors'ın Yönetim Kurulu Başkanı Gülkan'a göre bu TCMB'nin kanunla verilmiş görevini "yerine getirme niyetinin olmadığının" göstergesi:
"Karar verme yetkisi Merkez Bankası'ndan siyasi katmana kaymış durumda, bu aşamada siyasilerin ne dediği daha önemli. Onlar da çok net bir şekilde ortodoks para politikasına dönüş olmayacağını söylüyorlar."
Bu yüzden de TCMB'nin bu haftaki faiz kararı TL üzerinde baskı oluşturmakta.
TCMB Para Politikası Kurulu, Perşembe günü toplanarak aylık faiz kararını açıklayacak.
Reuters haber ajansının anketine göre piyasa beklentisi ortalama 100 baz puan faiz indirimi yönünde.
TCMB, Eylül ayından bu yana politika faizini yüzde 19'dan yüzde 15'e indirdi.
Kasım ayında yıllık enflasyon ise yüzde 21,3'e kadar yükselmiş durumda.
Diğer yandan ABD'nin yüzde 6,8"le son 39 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya olması, Amerikan Merkez Bankası'nın da (Fed) faiz artırımlarına başlayabileceği beklentisini doğuruyor
Fed'in bu haftaki toplantısında bu yönde açıklanabilecek kararlar, doların güçlenmesi ve TL'nin değer kaybetmesi yönünde bir beklenti doğuruyor.
Öte yandan TCMB, dolar satarak piyasaya doğrudan alım yönünde müdahale etse de bu adım TL'nin değer kaybının önüne yeterince geçemiyor.
TCMB'nin döviz rezervlerinin halihazırda ekside olduğu yönündeki tartışmalar, bu müdahalenin geçerliliğinin de sorgulanmasına neden oluyor.
Ekonomist Murat Gülkan'a göre TCMB'nin müdahalesinin "hiçbir işe yaramayacağını" öngörmek zor değil:
"Bir para birimini elinde tutan bir kişi, yarın daha az mal ve hizmet alabileceğini düşündüğü sürece o para biriminin değer kaybının bir sınırı olmaz, tarih bunun örnekleriyle dolu."
Bu yüzden müdahalelerin bir işe yaramayacağını düşünen Gülkan, "Piyasa, Merkez Bankası'na ne kadar satarsan ben alırım diyor" ifadesini sarf ediyor.
Gülkan'a göre bu durumun iki kritik sonucu olabilir.
Biri enflasyonda kalıcılık diğeri de Türkiye'nin parasal egemenliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalması.
Küresel piyasa koşullarında bir para biriminin ne kadar denetlenebilir olduğu tartışılsa da parasal egemenlik genel olarak bir devletin kendi para biriminin üzerinde ne kadar kontrolü olduğunu ele alan bir kavram.
Gülkan'a göre TL'nin bir para biriminin yerine getirmesi gereken işlevlerden bazılarını halihazırda gerçekleştirememesi, Türkiye'de parasal egemenliğin tartışılmasına yol açmış vaziyette.
Gülkan, bu durumu, "TL, bir alışveriş aracı olma özellğini bile kısmen yitirmiş durumda, TL ile vadeli ticaret şu anda pek yapılamıyor. Piyasaya gidin, demir çelik satın almak istiyorum diyin, size vadeli dolar fiyatı veriliyor. Bu gidişat kontrol altına alınmazsa çok ağır bedelleri olacak" sözleriyle özetliyor.
Gülkan'ın bahsettiği bu durum, yabancı kurumlar cephesinde şimdiden kendini göstermeye başladı.
İsviçre bankası UBS, bundan sonra TL ile ilgili rapor yayımlamayacaklarını belirterek yatırımcıların TL ile ilgili son raporlarını dikkate almamalarını istedi.
Bloomberg HT'nin haberine göre UBS Analisti Tilmann Kolb, en son Kasım ayının sonunda yayımladığı raporda TL'deki değer kaybının para politikasının enflasyonla mücadelede yetersizliğinin yansıması olduğunu ve bu nedenle daha fazla değer kaybı olabileceğini belirtmişti.
Halihazırda yabancıların TL swap'ları yüzde 90'a yakın gerilemiş vaziyette.
Yabancıların, swap piyasalarında TL varlıklarını satma eğilimi 3 Aralık haftasında da devam etmiş, Merkez Bankası ve BDDK verilerinden yapılan hesaplamaya göre yabancıların Türk bankaları ile yaptığı TL swap miktarı geçen hafta 2,9 milyar dolara gerilemişti.
Böylece son 13 haftada yaşanan çıkış 10,6 milyar dolara ulaştı.
19 Mart haftasında yabancıların swap pozisyonu 24 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da son dönemde Türkiye'ye sıcak para girişini istemedikleri yönünde açıklamalar yaptı.
AKP iktidarının ilk yıllarında ekonominin sıcak para ile ivme kazanması göz önünde bulundurulursa bu söylem, ekonomi politikalarında büyük bir değişim anlamına geliyor.
Ancak TL'nin serbest düşüşüne izin verilmesi ise para biriminin itibarsızlaşması, yatırımcı güveninin azalması ve enflasyonun eziciliğinin artarak makroekonomik göstergelerin bozulması döngüsüne neden oluyor.