"Türkiye'de ilaç pazarı büyüklüğü 7 milyar dolar"
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Türkiye'de ilaç pazarı büyüklüğünün 7 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı da olan Barut, İEİS'in yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, "Dünyanın en büyük ilaç tüketicileri Amerika, Çin, Japonya ve Almanya. Biz ortalamada bakıldığı zaman 16. sıradayız." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de ilaç pazarının 7 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu belirten Barut, "2017 yılı rakamlarına bakıldığı zaman Türkiye'deki ilaç satışı IMS verilerine göre 24,2 milyar lira. İlaç kutu satışı ise 2,3 milyar olmuş." dedi.
Barut, "Endüstrimizde çalışan sayısı şu anda 35 bin civarında, 5 yılda yüzde 18 arttı. Mesela Abdi İbrahim'de 4 bin kişi çalışıyor. 2018 senesinde 500 kişi daha alacağız. Endüstri olarak kapasitemiz arttığı için çalışan sayımızı da artırıyoruz." diye konuştu.
"Tesislerimiz gelişmiş ülkelerdeki birçok benzerinden daha ileri düzeyde"
Nezih Barut, Türkiye'nin en stratejik sektörlerinden birisi için çalıştıklarının bilincinde olduklarını belirterek "Tesislerimiz gelişmiş ülkelerdeki birçok benzerinden daha ileri düzeyde. Yüksek üretim teknolojisine ve kapasitesine sahip bu tesislerle sanayici olarak sektörümüz ve ülkemiz adına gurur duyuyoruz." açıklamasında bulundu.
Ar-Ge, üretim, istihdam ve ihracat odaklı bir vizyonla çalıştıklarının altını çizen Barut, Türkiye ilaç sektörünün oyuncuları ve 100 yıllık bir endüstrinin bugünkü temsilcileri olarak Türkiye'nin ekonomik kalkınması, sanayi dönüşümü hedefi, refahı ve istikrarı için tüm emeklerini, zamanlarını ve sermayelerini ortaya koyduklarını ifade etti.
Barut, "Endüstrimizde yatırıma, Ar-Ge'ye ayrılacak payın sürdürülebilir olarak artması için doğru fiyat politikasına ihtiyacımız var. Endüstriye kaldıraç olacak dengeleyici çözümler gerekli." diye konuştu.
İlaç endüstrisi için hedeflerinin hem daha yüksek katma değerli kimyasal ürünler, hem de biyoteknolojik ilaçlar üreten ve bunları daha fazla ihraç eden küresel bir oyuncu haline gelmesi olduğunu belirten Barut, "Tesislerimizde ileri teknolojiye dayanan, yüksek katma değerli ürünler üretiyoruz. Hiçbir koşulda kalitemizden ödün vermiyoruz. Birçok yabancı sermayeli ilaç firmasının ilaçlarını da büyük çabalarla, büyük özveriyle kurduğumuz tesislerimizde üretiyoruz. Sahip olduğumuz üretim teknolojisini ve kapasitesini en etkin şekilde kullanıyoruz. Önce bölgesel sonra küresel bir ilaç üretim merkezi olma hedefine sahibiz, bu yolda kararlılıkla yürüyoruz." dedi.
Barut, Türkiye ilaç sektörünün son yıllarda hayata geçirilen yerelleşme ve teknolojik dönüşüm hamlelerinin odağındaki sektörlerden biri olduğunu kaydetti.
Barut, "Sağlık Bakanlığımızın önderliğinde yürütülen ilaç sektöründe ithalden imale geçiş uygulamasıyla endüstrimizde ithal ettiğimiz pek çok ürünün yurt içinde üretimi sağlanacak. Bu süreç zarfında yeni teknolojilere yatırım yapıyoruz, kapasite kullanımımızı ve istihdamımızı artırıyoruz. Yerelleşme uygulaması ile doğal olarak, ithalatımız azalacak. Ancak dış ticaretimizdeki iyileşme bununla sınırlı kalmayacak. Zira global firmalarla yaptığımız üretim anlaşmaları aynı zamanda söz konusu ürünlerin ihracatını da içerdiği için ihracatımız da artacak." diye konuştu.
Ar-Ge, üretim, istihdam ve ihracat odaklı bir vizyonla hem Türkiye hem de ilaç endüstrisinin geleceği için çalıştıklarını belirten Barut, daha çok Ar-Ge, daha çok yatırım ve daha çok üretimle ek istihdam sağladıklarını, endüstrideki çalışan sayısının son 5 yılda yüzde 18 artarak 35 bine ulaştığını ifade etti.
Bugün ilaçta gelişimin temel lokomotifinin Ar-Ge ve biyoteknoloji olduğuna işaret eden Barut, "Bu konuda çok bilinçli bir şekilde önemli yatırımlar yapıyoruz. Sadece yurt içi pazara ürün sağlamakla kalmıyoruz, ihracatımızı artırmak için de var gücümüzle çalışıyoruz. 150'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz." ifadelerini kullandı.
"İlaç sektörü ekonomiye çok yönlü katkı sağlayan stratejik bir sektör"
İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Barut, ilaç endüstrisinin ileri seviyede üretim gücüne sahip, ekonomiye çok yönlü katkı sağlayan stratejik bir sektör konumunda olduğunun altını çizdi.
Barut, "Her şeyden önemlisi de endüstrimizde sektörün ve ülkemizin potansiyeline inanan, yatırım iştahını kaybetmeyen, teknolojik dönüşümü özümsemiş, gayretli bir müteşebbis ruh var. Ancak bu yeterli değil. Endüstrimizde yatırıma, Ar-Ge'ye ayrılacak payın sürdürülebilir olarak artması için doğru fiyat politikasına ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.
Büyük potansiyeli harekete geçirecek en birinci ve en önemli kıvılcımın fiyat politikası olduğunu kaydeden Barut, endüstri olarak bütün yatırımları, atılımları 2010 yılından bu yana yaşadığımız fiyat baskısına rağmen hayata geçirdiklerini söyledi.
Fiyatlandırmanın endüstrinin bugününü ve geleceğini tehdit eden büyük bir mesele olmaya devam ettiğini belirten Barut, şunları söyledi:
"Endüstrimizde, avro cinsinden belirlenen ilaç fiyatlarının Türk lirasına dönüştürülmesi için bir dönüşüm kuru uygulanıyor. Mevzuat gereği bu kur bir önceki yılın kur ortalamasının yüzde 70'i oranında oluyor. Ancak cari kurdaki yükselmeler nedeniyle endüstri olarak büyük zorluk yaşıyoruz. Geçtiğimiz seneyi güncel kurun yüzde 50 altında uygulanan dönüşüm kuruyla kapattık. Bu sene gerçekleşecek güncellemeyle ilaç kurunun 2,88 lira olmasını bekliyorduk. Ancak mevzuattan doğan bu hakkımızı alamadık. İlaç kuru 2,69 lira olarak belirlendi. Güncel kurun yüzde 40'ı aşan oranda yine altında kaldık. İlaç endüstrisi olarak, kamunun ilaç harcamalarından tasarruf etmek için gösterdiği çabaya yıllardır çok büyük fedakarlıklarla destek oluyoruz. Ancak endüstrimizin hak ettiği değeri elde edeceği, kazandığını eskiden olduğu gibi endüstriye yatırabileceği fiyatlandırma ve geri ödeme politikaları olmadan bahsettiğim büyük hedeflere yürümemiz zorlaşıyor. Şimdi endüstrimize kaldıraç olacak, dengeleyici politikalara, çözümlere ihtiyaç duyuyoruz."
"Ar-Ge etkinliğimizi artırmamız gerekiyor"
İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz ise dünya ilaç pazarının çok büyük bir bölümünü Amerika'nın oluşturduğunu söyledi.
Tokgöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Endüstriyel olarak hedef ve vizyonumuzu, Ar-Ge etkinliğimizi artırmamız gerekiyor. Bunu hem konvansiyonel kimyasal alanda hem biyoteknoloji alanında yapacağız ki daha yüksek katma değerli ürünler üretebilelim ve Türkiye'nin sanayi dönüşümüne katkı sağlayan sektörlerin başında olalım. Bunu yaparken üretip katma değer yaratacağız. Kendimiz ve dünya için üreteceğiz ve tabii ki sadece yurt içindeki hastalara sunmak için değil küresel bir oyuncu olarak ihracat da yaparak dünyaya satış gerçekleştireceğiz. Türkiye'nin Ar-Ge geçmişi mevzuatsal olarak geç yeşermiş durumda. Dolayısıyla bu alana hızla yatırım yapılması gerekiyor ve yapılıyor."
YORUM YAZ