"Türkiye'nin ekonomide bir numaralı problemi enflasyon"
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, enflasyonun makroekonomik istikrar açısından Türkiye'nin bir numaralı problemi olduğunu söyledi
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, enflasyonun makroekonomik istikrar açısından Türkiye'nin bir numaralı problemi olduğunu belirterek, "Bu mücadelenin de tamamen Merkez Bankası tarafından yapılması gerekir. Merkez Bankası'nın bağımsız, siyasi iklimden tamamıyla ayrışmış vaziyette yapacağı mücadele ve çalışmaların daha etkili olacağına inanıyoruz. Ama hakikaten bağımsızlık, kağıt üzerinde değil." dedi.
Erol Bilecik, AA muhabirine gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu değerlendirmelerine ilişkin soru üzerine Bilecik, zaman zaman kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye avans bile vermesi gerektiği gibi söylemlerinin bulunduğunu belirterek, bunları söylerken bile her zaman Türkiye'nin kendi üzerine düşeni, görevlerini, ortaya konduğu figürlerini iyi hale getirmesi gerektiğini dile getirdiklerini kaydetti.
Bilecik,Türkiye'nin kendi ödevlerini iyi yapması gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin ekonomisinde kırılganlıkları artıran noktaların analiz edilmesi gerektiğini, sorunların çözümü halinde kredi derecelendirme kuruluşlarının pozitif değerlendirmelerinin de görülebileceğini söyledi.
Türkiye'nin son yıllarda zor bir dönemden geçtiğinin anımsatılması üzerine Bilecik, "Terör örgütünün en büyüğü olan FETÖ'nün darbe girişimine maruz kalındı. DEAŞ, PKK sayamayacağımız pek çok şey... Biz o dönemlerde kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı harekete TÜSİAD olarak 'bir avans olması gerekir' diye baktık. Artık bunların hepsini geride bırakıp biraz normalleşmemiz gerekiyor. Her şeye avans isteyen konumda olursak eşyanın tabiatına aykırı olur. Biraz kendimize bakmamız gerekir." dedi.
"İş dünyasının 'Acaba Merkez Bankası ne yapıyor?' diye sorguladığı oluyor"
Bilecik, enflasyonun makroekonomik istikrar açısından Türkiye'nin bir numaralı problemi olduğunu aktararak, "Bu mücadelenin de tamamen Merkez Bankası tarafından yapılması gerekir. Asıl görevleri de o nihayetinde. Merkez Bankası'nın bağımsız, siyasi iklimden tamamıyla ayrışmış vaziyette yapacağı mücadele ve çalışmaların daha etkili olacağına inanıyoruz. Ama hakikaten bağımsızlık, kağıt üzerinde değil. Faizin gerektiğinde artırılıp gerektiğinde düşürüldüğü, enflasyon hedeflemesi diye bahsettiğimiz politikanın birebir olarak bu anlamda uygulanması…" diye konuştu.
Yükselen bir enflasyon varsa faizlerin de ister istemez yükseleceğini belirten Bilecik şunlara dikkati çekti.
"Bunlar birbirlerini doğuran şeyler. Enflasyon oranı yüzde 12, yüzde 12'nin altında ne mevduat toplayabilirsiniz ne de borç para verebilirsiniz. OVP'de ifade edilen yüzde 5'lik enflasyon hedefinden maalesef uzağız. Makroekonomik birçok etkileri var ama kendimize de bakmamız gerekir. Birlikte yarıştığımız gelişmekte olan ülkelerin tamamında bu oranlar (enflasyon) yüzde 3,5-4 civarında, faizler de bu noktalarda seyrederken, bizde neredeyse 3-4 katı orana çıkmış vaziyette.
Ekonomide çok önemli bir olgu var. Beklentiler hangi yöndeyse gerçekleşmeler de o yönde oluyor. Yani bazen kompleks araçları, özellikle politika faizi dışındaki faiz araçlarını kullandığı zaman iş dünyasının 'Acaba Merkez Bankası ne yapıyor?' diye sorguladığı dönemler oluyor. Buradan mesajım; Merkez Bankası iletişimini daha iyi yapan, daha sade, basit, net ve cesur olan bir noktada olduğu zaman, enflasyon ile olan mücadeleyi başarılı yürütür. Yeter ki siyasi iklimin dokunduğu bir alan olmasın."
"OHAL’den çıkışın yol haritasını görmek çok şeyi değiştirir"
OHAL'e ilişkin soru üzerine Bilecik, terör ile yapılan mücadelenin tamamında şüphesiz TÜSİAD başta olmak üzere bütün sivil toplum, iş dünyası örgütlerinin devletin yanında olduğunu belirterek, terör varsa kökü kazınana kadar üzerine gitmek gerektiğini vurguladı.
Bilecik, özgürlük ve güvenlik dengesinin sağlanması gerektiğine işaret ederek, "Yeteri kadar yatırım iştahı yok' diyoruz. Hukuk, demokrasi, özgürlükler, böyle bir toplumu yeşertmeden katma değerden, istihdam yaratmaktan, nitelikli yatırım çekmekten bahsetmek zor olabilir. Biraz daha etkin girişimlerin yeşermesi için özgürlükler, güvenlik dengesine daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor." diye konuştu.
İş dünyası için OHAL'den kaynaklı özgürlük ve güvenlik dengesini sınırlayan bir engel olup olmadığına yönelik soruya Bilecik, "Kast ettiğim yatırım iştahı ve yüksek katma değerli üretim meselesi…. OHAL’den çıkışın yol haritasını görmek çok şeyi değiştirir" yanıtını verdi.
"FETÖ'den yargılanan sadece bir üyemiz var"
Bilecik, Fransa'daki OHAL uygulamasına değinerek, "Fransa kasım başı itibarıyla acil durum uygulamasını kaldırdı. İdareye ve kolluğa kendi durumlarının gerektirdiği yeni yetkiler veren kanun tasarısıyla bu defteri kapattılar. Benim sorum şu, 'Niye biz böyle bir şey yapmayalım? Bizim idari ve kolluk kuvvetlerimizin yetkileri aslında zaten olağanüstü seviyede." dedi.
"TÜSİAD olarak FETÖ'den yargılanan üyeleriniz oldu mu?" şeklindeki soru üzerine Bilecik, "Sadece bir üyemiz var. Yargılama süreci devam ettiği için üyelik haklarından faydalanamama, üyeliğini askıya alma şeklinde pozisyon aldık. Yargılamanın neticesine göre yasal yolları işleteceğiz" diye konuştu.
YORUM YAZ