Türkiye'nin enerji faturası kabaracak
Sıvılaştırılmış doğalgaz tedarik imkanlarının artması, petrolün ucuzlaması ve pandeminin talebi düşürmesiyle gaz fiyatlarında yaşanan gevşeme, son dönemde yerini artışa bıraktı.
Türkiye'de enerji piyasasının en dominant ürününün doğalgaz olduğunu söylemek mümkün. Çünkü doğalgaz petrol fiyatlarında yaşanan gelişmelerden etkilendiği gibi, enerjinin en yaygın kullanım formlarından elektrik üzerinde de belirleyici bir role sahip.
Sputnik'in haberine göre Türkiye’nin elektrik kurulu gücünde dörtte birden fazla bir payı bulunan doğalgaz çevrim santralleri, en rahat aç-kapa yapabilen tesisler olarak, elektrik arz-talebindeki gelişmelerin yönetilmesinde özel bir rol de üstleniyor.
Türkiye’de doğalgaz alanındaki gelişmeleri öteden beri yakından izleyen isimlerden biri ile, BOTAŞ’ın eski Gaz Alım Dairesi Başkanlarından, enerji piyasaları uzmanı Ali Arif Aktürk, Dünya'dan Mehmet Kara ile konuştu.
'Türkiye ucuzluktan faydalandı'
Petrol ve doğalgaz fiyatlarında son zamanlarda yaşanan yükseliş ve bunun olası etkileriyle ilgili soruları yanıtlayan Aktürk, son beş altı yıldan bu yana teknoloji ve altyapıdaki gelişmelerin etkisiyle spot LNG piyasasının büyüyüp yaygınlaştığına işaret ederek, şunları söyledi:
"2020 yılında ise tüm dünyada pandeminin etkisiyle ekonomiler daralınca petrol doğalgaz fiyatları geriledi. Türkiye de bundan yararlandı ve 2020 yılında oransal olarak tarihinin en yüksek LNG ithalatını gerçekleştirdi."
Ancak Aktürk, pandemi etkisiyle ötelenmiş talep devreye girince 2020 yılının son çeyreğinden itibaren yükselişe geçen gaz fiyatlarının son dönemde rekor seviyelere ulaştığını ifade etti.
Aktürk, şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün Avrupa’nın en büyük doğalgaz piyasası konumundaki Hollanda’da bulunan TTF’de, İngiltere’deki NBP’de fiyatlar rekor seviyelere ulaştı. Akdeniz havzasında birim (MMBTU) başına fiyatlar 5 dolardan 14 dolar seviyesine yükseldi. Bu artışın büyük kısmı son 4-5 ay içinde yaşandı. Bu yükseliş Türkiye ve bölgedeki diğer doğalgaz ithalatçısı ülkeleri çok yakından ilgilendiriyor.”
'Petrolde yükseliş gazı da etkiler'
Türkiye’nin uzun vadeli doğalgaz ithalat kontratlarının halen ağırlıklı olarak petrole endeksli olduğunu hatırlatan Aktürk şöyle devam etti:
“Türkiye’nin uzun dönemli kontratlar kapsamında ithal ettiği doğalgaza ödediği fiyat üç ayda bir, son altı aylık dönemlerin verileri dikkate alınarak yeniden hesaplanıyor. Türkiye, buna göre belirlenen fiyatlardan gaz alıyor. Dolayısıyla petrol fiyatlarının yükselmesi Türkiye’nin uzun vadeli kontratlardaki fiyatlarını etkileyecektir.”
‘Yeni gaz tedarik kaynakları bulunmalı’
Aktürk, Türkiye’de kış döneminde özellikle konutlardaki talep artışı nedeniyle spot doğalgaz tedarik ihtiyacının arttığını, doğalgaz çevrim santrallerinin gaz kullanımının da yükseldiğini anlattı. Artan talebi karşılayabilmek için Türkiye’nin yeni kaynaklardan gaz ithal etmesi gerektiğini kaydeden Aktürk “Türkiye’nin kontrata bağlanmış tedarik imkanı 42 milyar metreküp. Oysa toplam talebin 60 milyar metreküplere varacağını söyleyenler var. Bu kadar olmasa bile 57-58 milyar metreküpe ulaşılacaktır” dedi.
'İtalya piyasasına endeksli fiyattan Hazar gazı alınacak'
Ali Arif Aktürk, Türkiye’nin Azerbaycan ile üç yıllık spot boru gazı anlaşması yaptığına ilişkin haberler yayınlandığını belirterek “Yine de ilave spot LNG’ye ihtiyaç olacak” ifadesini kullandı. Aktürk şöyle konuştu:
“Türkiye’nin spot Azerbaycan gazı için yaptığı yeni spot doğalgaz kontratlarında tarafların İtalya’daki gaz piyasasına bağlı bir fiyat formülü üzerinde anlaştıkları yazılıp çizildi. Bu, satıcı ülke Azerbaycan açısından bir fırsat maliyeti olarak görülebilir. Çünkü TANAP üzerinden piyasaya sunulan bu gaz, Türkiye şebekesine verilmezse İtalya’ya kadar gidecek bir ürün. Bu yüzden de BOTAŞ ve Azerbaycan gazının satıcısı konumundaki oyuncular, pazarlıklarda İtalya piyasasını baz almaları şaşırtıcı değil.”
'Gaz faturası 2 milyar dolar artar'
Ekim ayından sonra da hava sıcaklıklarına göre değişecek olsa da ısınma amaçlı gaz talebinin artacağını ifade eden Aktürk, şu ifadeleri kullandı:
“6-8 milyar metreküp arası ilave tüketim olacağını varsayarsak, bu kısım yeni fiyatlardan, yani daha yüksek birim fiyatlardan tedarik edilmek durumunda. Bunun bizim ithalat faturamıza 1-2 milyar dolar arasında ilave bir etkisi olur diye düşünüyorum.”