TÜRSAB’da yönetim kavgası
TÜRSAB, aralık ayında seçimli genel kurula gidiyor. Yönetimden ayrılma ve istifalar oldu
TÜRSAB, aralık ayında seçimli genel kurula gidiyor. Yönetimden ayrılma ve istifalar oldu. En yoğun tartışma TÜRSAB’ın şirketleri üzerinde.2. Başkan Firuz Bağlıkaya yönetimden ayrıldı. Ali Rıza Koç istifa ederek muhalefete katıldı.
TÜRSAB yönetiminden istifa ve ayrılmalar oldu. Detur Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB’daki 2’nci Başkanlık görevinden ayrıldı. Ali Rıza Koç ise muhalefeti desteklemek üzere TÜRSAB’daki görevinden istifa etti.
TÜRSAB’da yönetim seçimi için iki aday var; 16 yıldır TÜRSAB Başkanlığı’nı yürüten Başaran Ulusoy ve bir önceki seçimin mağlubu Emin Çakmak… TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, yeniden aday olacağını aylar öncesinden açıklamıştı. Geçen seçimi kaybeden Emin Çakmak da başkanlık için adaylığını açıklayan bir diğer isim oldu. Ulusoy, yarım kalan işleri tamamlamak için yeniden aday olduğunu açıklamıştı. Önümüzdeki yıl yapılan müze giriş işletmesi ihalesini de tekrar almak Ulusoy’un en önemli planlarından biri. Başkan adayı Çakmak da acentelerin başta kaçak tur olmak üzere mevcut sorunlarını çözmek ve tüm sektörü tek kanun altında toplamak adına bir yol haritası hazırlığında. İki adayın listesi henüz netleşmezken, projelerin detaylarının sonbaharda açıklanması bekleniyor.
Muhalefetin ‘şirket’ eleştirisi
Muhalefetin oluşturduğu ‘TÜRSAB Hepimizin’ oluşumuna katılan Ali Rıza Koç, uzun süredir TÜRSAB’da danışmanlık yapıyordu. İstifası ile birlikte bir de açıklama yaparak TÜRSAB yönetimini eleştirdi. Koç, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada da sorunların çözümü için çaba gösterdiğini, ancak daha sonra ‘TÜRSAB Hepimizin’ ekibinde yer almaya karar verdiğini belirtti.
Ali Rıza Koç, mevcut yönetimi ‘acentelerin sorunlarını çözmek yerine, şirketleşme uğruna acentelerin çıkarlarından taviz vermekle’ eleştiriyor. Koç’un iddialarına göre, birliğin vakfı (TÜRSAV) bünyesinde kurulan şirketler, iş yapabilmek için bürokrasi karşısında acentelerin sorunlarını yüksek sesle dile getirmiyor. Koç, “TÜRSAV’a üyelikte ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Kurucu 160 üye dışında yeni üyelikler yapılamıyor. TÜRSAB yasası ile elde edilen ve vakıf ile şirketler üzerinde bulunan kıymetli arazilerde şu an sadece 160 üyenin hakkı var” dedi. Yönetim tartışmasında en çok gündeme getirilen şirketler şunlar: TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri Ltd., TÜRSAB Kültür Hizmetleri Ltd., TÜRSAB Seyahat Acentaları Hizmetleri Ltd. ve TÜRSAB Kültür Hizmetleri Ltd Ankara Şubesi. Muhalifler bu şirketlere sıcak bakmıyor.
Ulusoy: Yasanın dışına çıkmıyoruz
TÜRSAB’ın kuruluş amacı ve faaliyet yapısı 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu ile düzenlenmiş durumda. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy şirketlerin bu yasaya dayandığı belirterek, iddiaları geri çeviriyor. “Yasanın dışına hiçbir şekilde çıkmıyoruz, yasa ne derse onu yapıyoruz” diyen Ulusoy, “Aksi halde acenteler 16 yıl boyunca bizi bu göreve layık görmezdi” dedi. TÜRSAB’ın acentelerin sorunlarını çözmekten uzak olduğu iddialarını reddeden Ulusoy, bu iddiaları ortaya atanların doğru söylemediğini belirtti. TÜRSAB Sekreteri Çetin Gürcün de TÜRSAV’a üyelik yolunun kapalı olduğu iddialarını reddetti ve şartları karşılayan herkesin üye olabileceğini belirtti.
‘Vakfın değil birliğin arsası’
Vakfın üzerinde hiçbir mülk olmadığını da söyleyen Gürcün, yapılmakta olan yeni genel merkez binası arsasının iddia edildiği gibi TÜRSAV’ın değil TÜRSAB’ın olduğunu kaydetti. TÜRSAB’ın iştiraki olan şirketlerin kuruluş amacının acentelerin sorunlarını çözerek onlara güçlü hizmet vermek olduğunu ifade eden TÜRSAB Sekreteri, buna örnek olarak Türkiye genelindeki müzelerin gişe işletimini yapmak için kurulan TÜRSAB Ltd’yi gösterdi. Gürcün, şöyle dedi: “TÜRSAB, şu an 157 müzenin gişe işletim sistemini yürütüyor. Buradaki amaç TÜRSAB’a gelir elde etmek, ancak asıl amaç üye acentelere müze girişlerinde ortalama yüzde 25 indirimli bilet sağlamak. Eğer Kültür Bakanlığı bu ihaleyi açtığında talip olmasaydık, öncelikle bu indirim şansını kaybedecektik. Bunu dikkate alarak TÜRSAB bu şirketi kurdu ve bunun üzerinden ihaleye girdi.”
Bölgesel yürütme kurulları artıyor
Şu an TÜRSAB ve TÜRSAV’ın müzecilik, fuarcılık, sigorta ve reklam danışmanlık alanında 4 şirketi bulunuyor. Gürcün’e göre, tüm bu şirketler 1618 sayılı kanunda yer alan birliğin görevleri üzerine kurulmuş şirketler. Acentelerin en önemli sorunlarından birinin ‘kaçak turlar’ olduğunu bildiklerini söyleyen Gürcün, bu anlamda mevcut yönetimi mücadele etmemekle eleştirenleri de yanıtladı. Gürcün, 21. dönem yönetiminin en çok üzerinde durduğu konunun ‘kaçak turlar’ olduğunu belirterek, bununla mücadele için ‘bölgesel yürütme kurulu’ sayısını 20’den 38’e çıkardıklarını, yılbaşından bu yana yaklaşık 5 bin denetim yaptıklarını söyledi.
Yüzde 5 komisyon geliri düşürüyor
Meslek örgütü içinde en önemli tartışma şirketler konusu. Ancak sektörün en önemli gündemi ‘kaçak’ turlar. Oba Tur Genel Müdürü Orhan Çebi, tur organizasyonlarının çoğunun belgesiz yapıldığını, denetimlerin artırılması gerektiğini savundu. Özellikle STK’ların, okulların ve belediyelerin bu turları düzenlediğine dikkat çeken Çebi, şu ifadeleri kullandı: “Belediyeler, TÜRSAB belgesi istemiyor. Otobüs firmalarıyla anlaşıyorlar. Bu hem yasal değil, hem de misafir için de tehlikeli. Çünkü seyahat sigortası devreye girmiyor. Kültür turlarının çoğunda rehber bulundurulmuyor.” Orhan Çebi, tur operatörlerinin elde ettiği gelir yetersizliğinden de şikayetçi. Birçok acentenin tur operatörlerinin temsilciliğini yaptığına dikkat çeken Çebi, cirolar yüksek olsa da her işlemden elde edilen yüzde 5 komisyonun acenteler için yetersiz olduğunu söyledi. Çebi’ye göre bu komisyon oranı en az yüzde 10 olmalı.
Sektör 'torba yasa' mağduru
Geçtiğimiz aylarda TÜRSAB’daki 2’nci Başkanlık görevinden ayrılan Detur Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya da sektörün ‘torba yasa’ mağduru olduğunu dile getirdi. Bağlıkaya, 1618 sayılı kanun ile acentelerin görev alanlarının çizildiği, ancak birkaç bakanlıkla ilgili çıkan farklı torba yasalarla acentelerin haklarının gasp edildiğini ileri sürdü. Bağlıkaya, acentelerin havalimanlarından transfer hakkının, ilgili torba yasa ile belediyelere devredildiğini ve acentelerin bu hakkını kaybettiğini söyledi. Biletçi acentelerin de çok ciddi sorunları olduğunu, özellikle havayolu şirketlerinin düzenlediği kampanyalarla acentelerle rekabet ettiğini savunan Bağlıkaya, yeni yönetimin bu sorunları çözmesi gerektiğini savundu.
YORUM YAZ