TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, son dönemde Türkiye'de yaşanan gelişmelerin hukuk devleti ve çoğulcu, katılımcı bir demokrasinin işleyişine ilişkin endişeler yarattığını; bunun da yabancı sermayenin Türkiye'ye bakışını olumsuz etkilemekte olduğunu söyledi.

TÜSİAD'ın 44. Genel Kurulu'nda Yılmaz, "Hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen, yargı mekanizması AB normlarında çalışmayan, düzenleyici kurumlarının bağımsızlığına gölge düşen, vergi cezası veya başka türlü cezalarla şirketler üzerinde baskı kuran, ihale yasası onlarca kez değişen bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir" diye konuştu.

Ekonomik ve stratejik olarak dünyanın yeni çerçevesinin çizildiği bir ortamda Türkiye kendisini tüketen, şiddetli bir kavganın içine düştüğünü belirten Yılmaz şunları söyledi:

"Gözleri kör eden bu kavganın temelinde hukuk devleti, güçler ayrımı, temiz siyaset gibi vazgeçilmez demokratik kavramlar konusundaki zaaflarımızın yattığı açıkken, bu meseleye sistemi, kurumları altüst ederek çözüm bulmaya alışmanın doğru olmadığını düşünmekteyiz."

Emniyet ve yargıda gruplaşma kabul edilemez

Diğer yandan, devletin güvenlikle ilgili kurumlarında yaşananların ardından, bu kurumların bundan sonra nasıl işleyeceğinin sorgulandığını söyleyen Yılmaz, emniyet güçleri ve yargı içerisinde ortaya çıkan gruplaşmaların ve bu gruplaşmaların örgütlü niteliğinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Yılmaz, "Siyaset dışı örgütlenmelerin devlet kurumları aracılığıyla siyaseti etkilemeye çalışması hepimizi tedirgin ediyor. Birbiri ardına hazırlanan bir takım kanunlar bizi tereddüde düşünüyor" diye konuştu.

İnternete yönelik sınırlamalar ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nu düzenleyen yeni kanun teklifinden de, büyük rahatsızlık duyduklarını vurgulayan Yılmaz, çözümün Kopenhag kriterlerine uygun bir anayasal reformdan geçtiğini söyledi.

Ülke gündeminde bazı konuların öncelikle yer alması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, yüksek büyüme politikasına dönülmesi, yargı bağımsızlığı konusunun Kopenhag kriterleri çerçevesinde çözülmesi, Türkiye'yi terör ortamından arındıracak çözüm sürecinde somut adımlar atılması, AB müzakere sürecinde yargı ve adalet sistemi başta olak üzere en az 3-4 yeni başlık açılması, seçim barajının 2015 genel seçimlerinde uygulanmak üzere indirilmesi ve TCMB'nin yüzde 5 olan yılsonu enflasyon hedefini yakalamasını örnek olarak sıraladı.

Türkiye'nin bugün aslında, demokrasi ve hukuk devleti yolundaki eksik adımların sıkıntısını yaşadığını ifade eden Yılmaz, TÜSİAD olarak demokrasiye katkıda bulunmaktan onurlu olduklarını; ancak kat edilen mesafeden mutlu olmadıklarını ifade etti.

Yılmaz, "Biz, TÜSİAD olarak, Türk özel sektörü olarak Türkiye'nin dinamosuyuz. Hiçbir kriz, hiçbir güçlük, hiçbir engelleme bu özelliğimizi, bu gücümüzü bizden alamaz" ifadelerini kullandı.

Alaton-Özyeğin gerginliği

Diğer yandan, genel kurul sırasında Divan Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin ile TÜSİAD Üyesi İshak Alaton arasında gerginlik yaşandı. Genel Kurul'un soru cevap bölümüne geçilmesi sırasında söz hakkı alan Alaton'un kürsüde konuşma yapmaya başlamasına Özyeğin; soru cevap bölümünde konuşma yapılamayacağı gerekçesiyle karşı çıktı. Konuşması yarıda kesilen Alaton, TÜSİAD üyeleri arasında oylama yapılması sonucu tekrar kürsüye davet edilerek konuşmasını tamamladı.

Demokratikleşme konusunda sessiz kaldığı için 17 yıldır TÜSİAD'ı boykot ettiğini söyleyen Alaton, "Ancak içimde yeniden bir umut doğdu. TÜSİAD'da demokrasinin önemini idrak edenler çoğunlukta olsa gerek diye düşünüyorum... TÜSİAD'ın yeniden saygınlık kazanacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.