Wikileaks'in 'Clinton belgeleri'nden Erdoğan çıktı
Clinton'ın danışmanına gönderilen bir e-postada “Erdoğan’ın basına, muhaliflere baskı yaptığı, ülkeyi sivil bir çatışmanın eşiğine götürdüğü kaygısı” dile getiriliyor.
Wikileaks, ABD Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayıHillary Clinton’ın seçim kampanyasının başkanlığını yürüten John Podesta’ya ait aralarında Türkiye, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdogan’la da ilgili 2 binin üzerinde elektronik postayı yayınladı. Podesta’ya bu yıl içinde kıdemli diplomat Stuart E. Eizenstattarafından gönderilen bir e-postada “Erdoğan’ın basına, muhaliflere baskı yaptığı, ülkeyi sivil bir çatışmanın eşiğine götürdüğü kaygısı” dile getiriliyor.
İslamcı çizgi
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Podesta’ya ait olduğu öne sürülen e-posta hesabı 2008-2016 yılları arasını kapsıyor. Mailler arasında Clinton’ın sağ kolu, kampanyasında dış politika danışmanı olarak görev yapan Jake Sullivan’a, ABD’nin AB nezdindeki eski büyükelçisi, kıdemli diplomat Stuart E. Eizenstat tarafından gönderilen 17 Ocak 2016 tarihli de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adının geçtiği bir e-posta da yer alıyor. Metinde, Eizenstat’ın ABD Savunma Bakanı Ash Carter ile yaptığı Savunma Politikası Kurulu toplantısının özeti aktarılıyor. Savunma Politikası Kurulu, Savunma Bakanlığı’na danışmanlık yapıyor. Eizenstat, iki günlük toplantıda istihbarat servislerinden, Türkiye’de görev yapmış dört ABD büyükelçisinden ve üç akademisyenden görüş aldıklarını belirtiyor. Erdoğan’ın Türkiye’yi daha İslamcı bir çizgiye çektiğinin iddia edildiği e-postada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “Başbakan” olarak bahsedilmesi ise dikkat çekiyor.
Tek karar mekanizması
Erdogan’ın bağımsız gazeteciler, muhalif politikacılar, askerler gibi kendi görüşlerine katılmayanlara baskı yaptığı belirtilirken son seçimlerden zaferle ayrıldıktan sonra PKK ile müzakereleri bitirdiği ve “ülkeyi sivil bir çatışmanın eşiğine götürdüğü” endişesi ifade ediliyor. “Kabinesi” zayıf olan Erdoğan’ın önemli konularda tek karar mekanizması olduğu kaydediliyor. Erdoğan ve ABD’nin önceliklerinin farklı olduğuna değinilirken Washington’ın amacının IŞİD ile mücadele olduğu, Erdoğan’ın ise PKK ve bağımsız bir Kürt devleti tehdidiyle mücadele ettiği, PKK ABD’nin terör listesinde olsa da Washington hükümetinin Türkiye’nin güvenlik endişeleri ile yeterince ilgilenmediğine inandığı aktarılıyor. Türkiye’nın sınırlarındaki kaosa dikkat çekilen mailde Cumhurbaşkanı’nın İran/Rusya/Suriye/Kürt ekseninden çekindiği, bunun yanı sıra ekonomik büyümenin yavaşlaması, borçlar ve Türkiye’nin NATO üyeliğinin ABD’ye bir koz sağladığı belirtiliyor.
İsrail ile yeniden yakınlaşmanın nedenlerinden birinin Erdoğan’ın yalnız bırakıldığından kaygının olduğu, bu endişenin ABD tarafından Erdoğan’ın Batı’ya yaklaşmasını sağlamak için kullanılabileceğine dikkat çekiliyor. 17 Ocak tarihli e-postada Rus jetinin düşürülmesi (24 Kasım 2015) ve Suriye’ye tankların gönderilmesi (2015-Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması süreci) provokatif hareketler olarak değerlendirilirken Türkiye’nin NATO üyesi olması açısından ABD’yi de sorunların içine çekebileceği kaydediliyor. Erdoğan’ın ABD’nin Türkiye’ye, Türkiye’nin ABD’ye olduğundan daha çok ihtiyacı olduğunu düşündüğü aktarılırken bu problemle baş etmenin yolu olarak Türkiye’nin ekonomik problemlerinden ve güvenlik tehditlerinden faydalanılması öngörülüyor.
Kissinger: Batı yanlısı olması fantezi
Bazı akademisyenlerin Erdoğan’ın Batı yanlısı bir çizgiden daha otoriter, İslamcı bir yöne kaymasının Türkiye’nin AB’ye giriş müzakerelerinin sona ermesi olduğunu düşündüğü, ABD’nin eski dışişleri bakanı Henry Kissinger’ın, Erdoğan’ın Batı yanlısı bir çizgiye geleceğini düşünmenin “fantezi” olacağı görüşünde olduğu aktarılıyor. Buna rağmen e-postada Erdoğan’la ortak güvenlik endişeleri nedeniyle müzakere edilebilecek ortak alanların halen bulunduğu da vurgulanıyor. Erdoğan’ın çözüm süreci için teşvik edilmesi gerektiğini belirten Stuart E. Eizenstat bunun da yalnızca ABD’nin PKK şiddetine karşı daha sert bir tutum takınması ile olabileceğinin altını çiziyor ve Türkiye’deki nüfusun yüzde 45’inin halen Batı yanlısı bir çizgide olduğunu vurguluyor. Podesta yüzlerce lobi şirketinin faaliyetlerini yürüten Washington siyaet sahnesinin önde gelen isimlerinden. Clinton ailesine oldukça yakın Podesta, 1998-2001 yıllarında Clinton’un eşi, eski başkan Bill Clinton’ın özel kalem müdürü olarak çalışmıştı. İlgili olduğu lobi şirketleri arasında Gülen bağlantılı Ortak Değerler için İttifak da var.
YORUM YAZ