Yapay zeka üretimi görseller telif hakkı davaları ile karşı karşıya

Yapay zeka üretimi görseller telif hakkı davaları ile karşı karşıya

Dünya genelinde birçok çizer ve sanatçı, yapay zeka geliştirmekte kendi sanat eserlerinin kullanıldığını farkediyor. Kelly McKernan kendi eserlerinin bu şekilde kullanıldığını öğrendiğinde “midesinin bulandığını” söylüyor.

A+A-

Kelly McKernan, yapay zeka üretimi görseller sunan Stable Diffusion’ın kullandığı bir ara yüze meraktan kendi ismini yazdığında, 50’den fazla eserinin buraya yüklendiğini gördü.

Amerika’nın Tennessee kentinde yaşayan çizer, “Kişisel bir yerden bağım olan bu eserlerle aramdaki ilişkiyi, kurduğum anlamı değiştirdi” diye yaşadığı duyguyu anlatıyor:

“Hakkımın çiğnendiğini hissettim. Biri bana iş vermek yerine, kolayca ismimi bir yapay zeka görsel üreticisine yazma yoluna giderse bu benim kariyerimi etkilecektir. Başkalarını da”

Son teknolojiyle geliştirilen yapay zeka sürümleri, internetten elde ettikleri devasa bir içerik havuzu sayesinde gelişiyor. Örneğin görsel bir içerik, verilen talimatla saniyeler içinde üretilebiliyor.

Ancak McKernan gibi sanatçılar buna karşı mücadele ediyor.

Karikatür sanatçısı Sarah Anderson, çizer Karla Ortiz ve McKernan, Stable Diffusion’ın sahibi olan Stability AI firmasına dava açtı.

Bu ilk dava değil. Yapay zeka firmaları telif hakkı ihlali iddialarıyla giderek artan şekilde karşı karşıya.

Bu yılın başlarında fotoğraf ajansı Getty Images da, Stability AI firmasına 12 milyon görselin izinsiz şekilde kullanıldığı suçlamasıyla dava açtı.

Hollandalı sanatçı Eva Toorenent de, katıldığı bir sergide, kendi çizimlerine çok benzer sanat eserlerine rastladığında endişeye kapıldığını anlatıyor.

Canavarlar ve fantastik illüstrasyonlar yapan sanatçı, gördüğü çizimlerin benzer olmakla beraber kendi ürettiklerinin değiştirilmiş halleri olduğunu savunuyor.

Toorenent beş sanatçıyı daha yanına alarak, Avrupa’da yapay zekanın düzenleme altına alınması için bir dernek kurdu.

Toorenent amaçlarını, “saldırgan yapay zeka firmalarına karşı sanatçıları ve telif hakkı sahiplerini korumak” olarak özetliyor.

Amerikalı sanatçı McKernan da sanatçıları korumak için daha fazla düzenleme yapılması gerektiği görüşünü dile getiriyor:

“Mevcut düzenlemeye göre, telif hakkı yalnızca eserin tamamını kapsıyor. Umarım açtığımız dava, yapay zekanın bizim yerimizi alması olasılılığına karşı bir koruma sağlar. Eğer kazanırsak, umarım birçok sanatçı ödeme alır. Bu bedava işçi çalıştırmak demek ve çok sayıda kişi bunu istismar ediyor ve bundan kar sağlıyor.”

Stability AI firması Aralık ayında yaptığı bir açıklamayla Stable Diffusion’un yeni versiyonunda, sanatçılara “yer almama” hakkı tanınacağını duyurdu. Fakat bu açıklama sanat dünyasında tepki çekti. Eser sahipleri “katılma” kararının kendilerine ait olması gerektiğini ve eserlerinin otomatik olarak kullanılamayacağını savunuyor.

Toorenent de bu görüşte:

“Öncelikle ben asla buraya işimi koymam. Ama eğer bir sanatçı bunu yapmak istiyorsa verilmesi gereken seçenek “katıl” olmalı. Eğer eserin sahibi bensem, onun nerede olacağına da ben karar verebilmeliyim.”

Stability AI devam eden yasal süreçler nedeniyle yorum yapmadı ancak Aralık 2022’de şirketin CEO’su Emad Mostaque, ilerim sürümlerin “tamamıyla lisanslı” olacağını duyurdu.

Performans sanatları ve eğlence dünyası sendikası olan Equity’den Liam Budd, devam eden durumun sanatçılar için tehdit olduğunu söylüyor.

Budd’a göre firmalar sanatçılara bir kereliğine 300 dolar ödeyebilir ancak bu o eserin milyonlarca kez farklı bir içeriğe dönüştürülerek kullanılabileceği anlamına geliyor. Burada sanatçı hiçbir kazanç elde etmiyor.

Equity, Amerika’daki telif hakları yasasının yapay zeka gelişimi ile birlikte güncellenmesi gerektiğini savunuyor.

İngiltere’de bu yaz yapay zeka güvenliği üzerine bir konferans yapılacak.

Avrupa Birliği de bir yasa tasarısı ile, yapay zeka firmalarına kullanılan telifli içeriği açıklama zorunluluğu getirmeye hazırlanıyor.

Telif hakları avukatı Arty Rajendra, özellikle en büyük fotoğraf ajansları arasında olan Getty Images’ın açtığı davaya dikkat çekiyor ve emsal olabilecek bazı lisans anlaşmalarının yapılabileceğini savunuyor.

Rajendra, Getty’nin lisanslanmamış içeriklerine logo koyduğunu hatırlatıyor ve sanatçılara da benzer bir adım atma çağrısı yapıyor.

İlgili Haberler