Donald Trump ABD Başkanı seçildi ya; bizi mutlaka etkileyecektir.

Nasıl etkileyeceğini hemen söylemek doğru olmaz. Ama etkileyecektir.

Bence (safça yaklaşıyorum ya) olumlu da etkileyecektir.

Aslında “olumlu” demek zor da, bugün (sol görüşlü Demokrat Partinin yönetimi altında iken) Türkiye – ABD ilişkileri o kadar da kötü ki, (sağ görüşlü Cumhuriyetçi Parti yönetimi iktidara gelince) “bundan da kötüsü olmaz” diye düşünüyoruz.

***

Aslında neden ilgilendirsin bizi ABD’deki seçim ? Tabi Amerikalılar Dünyanın Jandarması oldukları için seçimleri de herkesi ilgilendiriyor. Yaklaşık 60 milyon Amerikalının oy verdiği Donald Trump, artık dünyayı yönetecek…

Oyların %90’ı sayıldığında aradaki fark 700 bin oy idi. Yani yüzde fark ile bile değil, “baz puan” ile Başkan seçiliyor. Amerika’nın da, diğer birçok ülke gibi, ideolojik olarak bölündüğünün resmidir.

**

Aslında bizim güzel bir sözümüz var ya, “al birini vur ötekine” diyen ?Ya da “aşağıda baksan sakal, yukarı baksan bıyık” diyen. Tabi ben daha köylü deyişini severim, “b.. değil kaka” diyeni. Tam da durumumuz böyledir.

Yine de şurası açık ki, politik yelpazenin solunda duran (ne kadar solsa artık ???) Demokrat bir Başkana göre, yelpazenin sağında duran bir Başkan, belki de Türkiye için daha iyi olabilir. Çünkü Cumhuriyetçi Başkan çok daha milliyetçi olacaktır, korumacı olacaktır, yayılmacı olacaktır. İnsan hakları falan tanımayıp “birinci öncelik ve tek öncelik Amerika’nın çıkarıdır” diyecektir. Bu da Avrupa’da yalnız kalan Türkiye’nin jeopolitik önemini daha da belirgin kılabilir.

***

Tabi seçim kampanyasına bakarsak, yeni Başkan Donald Trump “acayip işler” (!!!) yapacaktır. Hani onlar da seçimler öncesinde söylediklerini seçildikten sonra unuturlar mı bilinmez, ama Trump yönetiminin seçim kampanyasındaki en önemli beş vaadi şunlar idi (Kaynak: BBC):

Serbest Ticaret: Trump, çok daha korumacı ve milliyetçi bir uluslararası ticaret politikası izleyecektir. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) sözleşmesini bitirmeyi; Dünya Ticaret Örgütünden (WTO) çıkmayı; ithalata yüksek vergiler koymayı; hatta Çin’den gelen mallara %45 vergi koymayı önermiştir (Dış ticarete bağımlı olan Türkiye için iyi haber değildir).
 

İklim Değişimi: 2015 Paris İklim Sözleşmesini “bitirmeyi” (daha doğrusu ABD olarak “çıkmayı”); Birleşmiş Milletler iklim çalışmalarına ABD bütçesinden aktarılan kaynaklarını kesmeyi; fosil yakıt çıkarmaya hız vermeyi… önermiştir.

Bizce ana desteği Teksas eyaleti olan Trump, mutlaka petrol fiyatlarının yükselmesini sağlayarak gerçek seçmen kitlesine olan borcunu ödeyecektir (ucuz enerji kaynakları ile cari açığını toparlayan ülkemiz için kötü haberdir).

Sınırların mültecilere karşı korunması: Cumhuriyetçi yönetim, “Amerika Amerikalılarındır” tarzı bir politika izleyecektir. Tembel ve potansiyel suçlu olarak gördükleri bütün yasadışı mültecileri sınırdışı etmeyi gündeme getireceklerdir (Acaba Fettullah Gülen’i de iade ederler mi ? Demokrat bir yönetime göre iade şansı çok daha fazladır).

NATO: Her ne kadar ABD Dünyanın Jandarması olsa da, Trump artık bu görevi parasız yapmayacaklarını; Avrupa ve Asya ülkelerini bedavaya korumayacaklarını; mutlaka bu ülkelerin savunmaları için daha fazla para harcamaları gerektiğini; NATO’nun devrini tamamlamış bir yapılanma olduğunu söylemiştir (Türkiye’nin jeopolitik önemi nedeni ile işine gelir)

Rusya: Dünya için belki de tek olumlu mesaj, Trump’ın “güçlü bir lider” olarak gördüğü (ve belki de kendisinin de öyle olmak istediği !!!) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile aralarında olan gerginliği azaltacağını söylemiştir (tabi milliyetçi ve şahin bir Başkanın bunu nasıl yapacağı da ciddi soru işaretidir…)

***

İsmet Paşa’nın (İnönü) 1964’de Kıbrıs ile ilgili yollanan Johnson mektubunu alında söylediği gibi, “bu dünya yıkılır, yeni bir dünya kurulur. Türkiye de bu yeni dünyada yerini alır”…

En Batıda yeni bir dünya kuruluyor.

Yerimizi istesek de istemesek de alacağız…

Ertuğ Yaşar
Tuzla; 9 Kasım 2016