Ortakların azınlık hakları nelerdir, nasıl kullanılır
Bu köşeyi takip eden okuyucuların bildiği gibi, her yazımızda borsa yatırımcısını ilgilendiren bir konuyu ele alıp, bu konuda ne gibi hakları olduğunu ve bu hakları nasıl kullanacaklarını genel hatları ile anlatıyoruz. Son yazılarımızda, özellikle küçük yatırımcı açısından bireysel pay sahipliği hakları üzerinde durmuştuk. Bu yazımızda ise orta sıklet yatırımcı diyebileceğimiz şirket ortaklarını ilgilendiren azınlık haklarından bahsedeceğiz.
Azınlık hakları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (Kanun) göre, halka açık şirketlerde sermayenin yüzde 5’inden daha fazla paya sahip ortakların sahip olduğu haklardır. (bu oran halka kapalı anonim şirketlerde yüzde 10’dur) Tek başına veya beraber hareket ederek, hisse senetlerine sahip olduğunuz şirketteki sermaye payınız yüzde 5’in üzerine çıkarırsanız, bireysel haklarınıza ek olarak aşağıdaki azınlık haklarına da sahip oluyorsunuz.
Genel kurulu toplantıya çağırma hakkı: Normalde genel kurulu çağrısı yapma yönetim kurulu yetkisindedir. Ancak azınlık konumunda olan ortaklar da Kanunu’nun 411. maddesine göre, noter aracılığıyla, haklı gerekçelerini ve gündem maddelerini de belirterek, yönetim kurulundan genel kurulunun toplantıya çağrılmasını veya zaten yapılacak genel kurul toplantısına gündem maddesi eklenmesini isteyebilirler. Yönetim kurulu bu isteği ret eder veya yedi gün içinde cevap vermez ise istek sahibi ortaklar, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine, toplantı kararı verilmesi için dava açabilirler.
Mali tabloların görüşülmesinin bir ay süre ile ertelenmesi hakkı: Kanun’un 420. maddesine göre, yüzde 5’den daha fazla paya sahipseniz mali tabloları ve ilgili konuların görüşülmesini ve oylanması, tabloları yeterince incelemediğiniz gerekçesiyle, bir ay süreyle ertelenmesini isteyebilirsiniz. Üstelik bu isteğiniz için genel kurulu bir karar almasına gerek yok, toplantı başkanın kararı ile toplantı doğrudan bir ay sonraya erteleniyor. Kural olarak sadece bir defa erteleme hakkınız var, ancak mali tablolarla ilgili sorduğunuz sorulara 1 ay içinde cevap verilmediği takdirde, toplantının tekrar ertelenmesini isteyebiliyorsunuz.
Şirket bağımsız denetçisinin değiştirilmesini isteme hakkı: Kanun’un 399. maddesi gereği, azınlık konumundaki ortaklar, asliye ticaret mahkemesinden, haklı gerekçeleri olması şartı ile “bağımsız denetçiyi görevden alma ve yeni denetçi atama davası” açıp bağımsız denetçinin değiştirilmesini isteyebilirler. Bu konudaki en haklı gerekçe bağımsız denetçinin tarafsız davranmadığı yönündeki kuşkudur. Dava denetçinin seçiminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren üç hafta içinde açılmalıdır. Ancak dava açma hakkına sahip olabilmek için, genel kurul toplantısına katılmış, bağımsız denetçi seçilme maddesine ret oyu vermiş ve karşı oyu tutanağa işletmiş olmak şarttır. Ayrıca genel kurul toplantısından geriye doğru en az 3 aydan beri şirket ortağı unvanı taşımak gerekiyor.
Belirli bir konuda özel denetim isteme hakkı: Anonim şirketlerde her ortak, özel bir durumun denetlenmesi için genel kuruldan özel denetçi atanmasını isteyebilir. Bu bireysel bir haktır. Ancak genel kurul bu isteği yerine getirmez ise Kanun’un 439. Maddesi gereği, azınlık konumunda olan ortaklar veya paylarının itibarî değerinin toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler. Mahkemeye başvuran ortağın; hâkim ortakların veya şirket yöneticilerinin, kanunları veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koyması gereklidir.
Haklı bir neden ile şirketin feshini isteme hakkı: Bir şirket ortağının, kendi şirketinin fesih edilmesini isteme hakkına sahip olması biraz tuhaf ama gerçekte böyle bir hak var. Kanun’un 531. Maddesine göre, haklı bir gerekçe olması kaydı ile azınlık konumunda bulunan ortak, ticaret mahkemesine kendi şirketinin fasih edilmesi için dava açabiliyor. Kanun haklı gerekçenin ne olacağını belirtmemiş, ancak konu ile ilgili mahkeme kararlarına göre, şirketin uzun süre zarar etmesi, ortakların bireysel haklarını sürekli ihlal edilmesi ve en önemlisi de şirket yönetiminin hâkim ortağın çıkarları doğrultusunda hareket etmesi haklı gerekçeler arasında sayılabilir.
Bireysel haklarda olduğu gibi yukarıda sayılan azınlık haklarının da Kanun ile güvence altına alınmasının iki temelde motivasyonun olduğu söylenebilir: bireysel hak ihlallerini önlemek ve şirketi olumsuz etkileyebilecek kararları engellemek. Şirket ortakları bireysel ve azınlık haklarını kullanırken bu iki amaca yönelik hareket etmelidirler. Bu hakların, yeni mağduriyetler yaratacak ve şirketi olumsuz etkileyecek şekilde kullanılması, kelimenin tam anlamı ile “bindiği dalı kesmek” olacaktır.
YORUM YAZ